İzmir'de Mart ayındaki yerel seçim öncesi hareketlilik şimdiden başladı. Fitili ilk ateşleyen İyi Parti lideri Meral Akşener oldu. Meral Hanım, İzmir Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özlale'yi partisinin Büyükşehir Belediye Başkan adayı ilan etti. CHP'de de şu an adaylık için adı en fazla ön plana çıkan isim ise, mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'den başkası değil...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir İl Başkanlığı seçimi öncesinde Soyer'in Şenol Aslanoğlu isteğini kırmamaya özen göstermesi Tunç Bey'in ikinci dönem adaylığının da çok büyük ihtimal olduğunu gösteriyor.
İSKANDİNAV TİPİ POLİTİKACI
Peki bu iki aday gerçek İzmir'e ve gerçek İzmirliye ne kadar yakın, ne kadar onlardan biri? İşte orada biraz soru işareti var.
Dün görüştüğümüz duayen bir işadamının kullandığı tabirle iki isim de 'Beyaz Türk'...
Batı değerleriyle yetişmiş ve yetiştirilmiş iki isim, bir dönem İzmir'deki Beyaz Türklerin en çok rağbet ettiği Bornova Anadolu Lisesi kökenli...
Tunç Soyer, bürokrasinin bir dönem en tepedeki isimlerinden biri olan 12 Eylül darbe savcısı Nurettin Soyer'in oğlu...
Kendisi sosyal demokrat olduğunu iddia etse de 'seçkince' yaşam sürmüş bir isim.
İsviçre'de Webster Üniversitesi'nde yüksek lisans yapan Soyer için sık sık "İskandinav tipi politikacı" tanımlaması yapılıyor.
Gerçekten de Soyer'i sorunu olmayan, altyapısı tamamlanmış bir İskandinav kentinin belediye başkanlığına getirin cuk oturur. Ancak, sorunlar içindeki İzmir'de böyle bir politikacı ile maalesef belediyecilik olmuyor, olamaz da...
İKİSİ DE FARKLI DEĞİL
Prof. Dr. Ümit Özlale de "Beyaz Türk" tanımlamasının hakkını sonuna kadar verebilecek bir profile sahip. ABD'de bulunan Boston College'da yüksek lisans yapmış, Harvard Summer School'da kalkınma ekonomisi dersleri vermiş bir isim. Özlale'nin gerek akademi camiasında gerekse de siyasette saygın bir yeri var. Ancak halk tipi bir politikacı olmadığı da gayet açık.
Bizce İzmir'in Beyaz Türklerden önce çoğunluğunu oluşturan kesimlerin de gönül rahatlığıyla benimseyeceği, onların içinden gelmiş veya gelmemişse bile onlarla kopmaz bağlar kurabilecek belediye başkanına ihtiyaç var. Bizce, şehircilikte bir türlü istenen gelişimi gösteremeyen İzmir'in en büyük eksikliklerinin başında da böyle bir belediye başkanına sahip olamaması geliyor.
ERDOĞAN ÖRNEĞİ ORTADA
Unutmayalım ki, Kasımpaşa'dan çıkmış Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan başlayarak bu ülkenin son 20-25 yılına damga vurdu.
Yurt dışında seçkin okullarda eğitim görmese de Marmara Üniversitesi İktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi mezunu olarak Türkiye'de daha onlarca yıl etkisi görülecek icraatlara imza atmayı başardı. Bugün Batı basınında Türkiye'nin dünyada sözü dikkate alınan bir ülke haline geldiğinden bahseden yorumlardan geçilmiyor. Erdoğan, Beyaz Türklerden ve seçkin sınıftan değil halktan destek gördü ve halk tarafından benimsendi. İşte İzmir'de Soyer ve Özlale gibi 'seçkin' adaylar karşısında yarışa girecek halk tipi bir adayın seçilme şansının yüksek olacağı ve seçilince de İzmir'i hak ettiği yere taşıyacağına inanıyoruz...