Tolga Tekin, Yeni Asır'ın hızlı bir muhabiri.
İşte kabına sığmayan bu delikanlı kardeşimiz "serçe parmağının kırılması yüzünden" ilginç bir hastane serüveni yaşadı.
İşte o maceradan bir kesit...
***
Tolga'nın sağ elinin serçe parmağındaki tırnağı talihsiz bir kaza sonucunda kökünden kırıldı. Tolga, yerinden çıkan tırnağının acısıyla soluğu evinin yakınındaki Karşıyaka Devlet Hastanesi'nde aldı.
"Kan kaybı olmasın" diye beze sarılı parmağı ile acil servisten giriş yaptı.
Orada bir görevli, Tolga'ya öncelikle kayıt yapması gerektiğini söyledi. Hemen kayıt yaptırdı. Kayıt bölümündeki görevliler, Tolga'yı pansuman odasına gönderdi. Arkadaşımız, pansuman odasına gittiğinde oradaki görevli tırnağının çekilmesi gerektiğini söyleyerek, genel cerrahi polikliniğine yönlendirdi. Şimdi Tolga'yı dinleyelim:
"Tabii bunun için önce polikinlikler servisinden yeniden kayıt yaptırmam gerektiği söylendi. Bunun üzerine kanayan parmağımla polikinlikler bölümüne gidip genel cerrahi servisi için yeniden kayıt yaptırdım. Oradan aldığım kağıtla genel cerrahiye gittim. Bana oradaki doktor bayan 'Seni bana kim gönderdi. Bu benimle ilgili bir konu değil. Ben bu tırnağı çekemem' dedi. Ben de kendisine pansumancının gönderdiğini söyledikten sonra nereye gideceğimi sorduğumda aldığım cevap karşısında iyice şaşırdım."
Tolga, "Ortopedi polikliniğine gitmeniz gerekiyor" diyen doktora, "Benim parmağım kırılmadı sadece tırnağım çekilecek" dedi. Bunun üzerine doktor, "Siz bunu bilemezsiniz. Önce film çektirmeniz gerekiyor. Belki kırık olabilir. Sinirler zedelenmiştir. Eğer bunu yapmazsanız parmağınız apse yaparsa kökten kesilebilir" dedi. Tolga Tekin de, korkuyla odadan çıkıp ortopedi servisine gitti. Gitti ama ne mümkün.... Buradaki kuyruğun ucu bucağı görünmüyordu.
Tolga'yı dinlemeye devam...
"Yaşlı insanlar, bacağı ve kolu sarılı gençler derken bir baktım olmayacak. Hemen Medical Park Hastanesi Başhekimi Zeki Hozer'i arayıp kendisine durumumu bildirdim. O da bana hemen Medical Park'a gelmemi söyledi. Acil servisten giriş yaptıktan 10 dakika sonra içeri alındım ve serçe parmağımdaki tırnağım küçük bir operasyonla kesildi. Hem de ne genel cerrahi ne de ortopedi servisine gitmeme gerek kalmadan..
Acil servisteki sağlık görevlileri yapılması gerekeni yapmışlardı. İşin bu kadar kısa sürmesine şaşırdım açıkçası. Sonra kendi kendime düşündüm orası da hastane burası da hastane. Ama neden iki ayrı sağlık kurumunda farklı muamele gördüm?.."
hayattan
Alaçatı denizini pislediler
Sörfçülerin gözbebeği sahillerde yatların artıkları yüzüyor. Alaçatı'yı marka kent yapan sörfçülerin yarışları bu pislikler yüzünden zaman zaman durduruluyor, pislikler toplanıyor. Sonra yarışa devam...
Bu çirkin tablo geçtiğimiz günlerde Alaçatı'ya dünyanın dört bir yanından gelmiş sörfçülerin gözleri önünde sergilendi.
Kumral Gedik bir sörf meraklısı.
Sörf yapmıyor ama ciddi biçimde izliyor.
Bu sporun bütün inceliklerini de sıralıyor.
Kumral Hanım anlatıyor:
"Limandan çıkan bazı yatlar daha açılmadan hemen oracıkta sintineyi boşaltıyor. Rüzgarın hız ve yönüne göre bu pislikler bazen karaya da vuruyor. Geçtiğimiz hafta dünyanın birçok ülkesinden buraya sörfçüler geldi, Alaçatı'da yarıştılar ama bu pislikler yüzünden yarışlar zaman zaman durduruldu. Elaleme rezil olduk..."
***
Mehmet Günaydın bir yüksek mühendis... İstanbul'dan Çeşme'ye gelmiş, oradan da Alaçatı'ya atlamış.
"Bu sörfçü çocuklar terbiyeli insanlarmış. Bu pisliklere rağmen ses çıkarmadılar. İlgililerin (!) ilgisizliğini kimsenin yüzüne vurmadı. Gördüğümüz manzara şu... Yarışlar durduruluyor ama o umursamaz yatçılar sintineyi boşaltmaya devam ediyor."
küpe
İnsan şu anda sahip olduklarının değil, henüz sahip olamadıklarının ve sahip olacaklarının toplamıdır.
J. Paul Sartre
fıkra
Garip istek
Yaşlı çiftçi ölüm döşeğinde, bütün ailesi yatağının etrafındaydı. Karısına dönüp:
"Mary, ben ölünce çitçi John ile evlenmeni istiyorum" dedi.
Karısı:
"Ama, senden sonra evlenmem" diye cevap verdi. Kocası zorlayınca:
"Ama neden?" diye sordu karısı:
"Çünkü o şerefsiz geçen sene bana tohum satarken müthiş bir kazık atmıştı."
tarihten
Nasihat
İzzettin Keykavus bir gün:
"Bana bir nasihat verir misin?" deyince Mevlana'dan cevap şu oldu:
"Ben sana ne diyeyim? Sana, 'çoban ol' demişler. Sen kurtluk ediyorsun. Sana bekçilik yapmayı emretmişler. Sen hırsızılığa çıkıyorsun."