• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Tiyatro ve tarih iç içe! ERKİN USMAN

Tiyatro ve tarih iç içe!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Ocak 2013, 20:23
Ankara Devlet Tiyatrosu'nda geçen yıllar.
Grev...
Özel tiyatro denemesi: Başkent Tiyatrosu
TRT: Radyo rejisörlüğü
Bir özel reklam bürosunda metin yazarlığı, spikerlik, rejisörlük.
Televizyon reklam filmleri çekimi.
Yine TRT: Bu kez televizyon bölümü...
Gençliğin yoğun, heyecanlı evrelerinin hayli hızlı geçen yılları.
Yuvaya dönüş: 1978.
Sayısız radyo skeçleri...
Radyo oyunları: Özgün, uyarlama ve uygulama.
Öyküler...
TV'de film yönetmenliği...
Devlet Tiyatrosu'nda 30 yılı aşkın oyunun yönetmenliği...
'Anadolu Destanları' adlı bir kitap. Gazetelerde düzenlenmiş tiyatro sayfaları...
Dört ciltlik 'Altmışında Bir Taze' isimli, ilk kez denenmiş, uzun anekdotlar, acı tatlı olaylarla dolu yaşayan bir Devlet Tiyatrosu tarihi.
Konservatuvardan başlayarak...
Beş yıllık İzmir Devlet Tiyatrosu müdürlüğü...
Sanatçı Melek Tartan'la evlilik. Bir oğul: Hakan Tartan, gazeteci, politikacı...
Bütün yönleriyle, işte Fikret Tartan.
***
Fikret Tartan'ın son kitabı da elimizde. Adı: Devlet Özel Tiyatrosu...
Önsözsü de Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'dan.
Bir dönem, çok genç yaşlarda, hatta delikanlı çağında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapmış olan Tartan, babasının bu kitabı için şöyle diyor:
"Babam oturdu bir kitap yazdı ve ömrünü verdiği Devlet Tiyatroları'nı anlattı. İlk sayfalarını çocukluğumu anımsayarak okudum. Ancak okudukça gördüm ki, kültür ve sanat hayatımızın en büyük aktörlerinden Türk Tiyatrosu nereden nereye, nasıl gelmiş, bu kitapta anlatılıyor. İşte bu nedenle çocukluk kıskançlığımı bir yana bırakıyor, bu değerli kitabı kültür yaşamımıza kazandıran Sayın Fikret Tartan'a teşekkürlerimi sunuyor, ellerinden öpüyorum."
* * *
Bu nefis kitap için iletişim telefonu şöyle: 0232 461 90 90.

kentten

Ya monoray, ya havaray

İzmir'de ne zaman kent içi ulaşım konusu açılsa, 'tramvay ve hafif metro' gündeme gelir, işin erbabı olsun olmasın her kafadan bir ses çıkar.
Herkes 'kent bilimci' kesilir.
Bu konunun uzmanlarından biri olarak bilinen Prf. Dr. Ahmet Vefik Alp'e, "Bu konuda tavsiyeleriniz ne olabilir?" dedik ve dinledik.
'Metro işinin' İzmir için ciddi bir başağrısı vesilesi olduğunu şu dört-beş yıl içinde gördük ve yaşadık.
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp'ten bir görüş:
"Mevcut caddelerden tırtıklanmış yüzeysel raylı sistemleri saymıyorum. Nostaljik tramvay, hafif metro ve benzerleri... Çünkü bunlar bir yandan fayda sağlarken diğer yandan çoğu kez yolları daraltıp sıkıştırıyorlar, yeterince hızlı hareket edemiyorlar, kötü hava koşullarında sorun yaşıyorlar."
Bu tespitin ardından bir de çare geliyor:
"Esas olan mevcut yollardan ayrı bir düzlemde yeni bir sistem, bir ağ, bir network yaratabilmek. Ya aşağıda, ya yukarıda raylı toplu taşım sistemi kurabilmek. Aşağıdakine metro diyoruz. Metro bu yönde çok geç kalmış pahalı ve yavaş bir sistem.
İşte o zaman yukarı bakmak, yukarıda bir sistem yaratmak lazım. 'Monoray', diğer bir deyişle 'havaray' bu iş için biçilmiş kaftan. 'Mono' tek demek. Direkler üzerinde tek rayda giden bu sistem birçok ülkede başarıyla kullanılıyor. Mevcut yollara sıkıştırılan raylı sistemler veya metrobüs, minibüsler gibi kentsel dokuyu kesmiyor, mevcut ulaşımı boğmuyor. Yolların, derelerin, hatta yapıların üzerinden geçiveriyor. Kolay, ucuz, güvenli."

küpe
Yoksulluk suçun anasıysa, akılsızlık onun babasıdır.
La Bruyere

günün fıkrası
Sinyal yüzünden

Temel arabasıyla Taksim Meydanı'nda dönüp duruyordu.
Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve Temel'i durdurup sordu:
"Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz?"
Temel'den cevap:
"Sol sinyal takıldı da.."

laflama

* 'Keloğlan'ların yerini, dejenere, uyumsuz 'kıloğlan'lar aldı artık.
* Bazen kadınlar bacıdır. Bazen kadınlar gacı. Ama evlendikten sonra çoğunluğu acı...
* Bazen kadınlar 'Hayat beni yoruyor' diye serzenişte bulunuyor. Kimi kandırıyorsunuz, yorulsaydınız azıcık durulurdunuz!
* Telefonla dolandırılma haberlerini okudukça, benim aklıma Aziz Nesin geliyor nedense.
* Hakemlere fazla yüklenmeyin artık. Ortalık DÜT LİMAN olsun yani!
* İbrahim Tatlıses, 'Nasihate ihtiyacım yok' demiş. Ama bizim milletçe senin azıcık susmana ihtiyacımız var kardeşim.
* Gel yarim ol, sevdalım ol, sultanım ol. Hayrına şu çamaşırlarımı da yıkayıver, ütülerimi yapıver. Hadi bakalım kolay gelsin... Hercaiiii...
* Fransız mutfağını döner teslim almış. Fransız holiganlarını da olsa olsa döner bıçağı.
İbrahim Ormancı'dan


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.