Ne birbirinden güzel goller, ne maç öncesi tribünlerdeki renkli manzaralar ve ne de hakem diye sahaya sürülen birinin marifetleri...
Göztepe- Karşıyaka maçının öncesi ve sonrasındaki muzipliklikler spor kulislerinin başlıca konusu.
Bu da ezeli rekabetin bir başka gırgırı olsa gerek.
"Kulislerin Efendisi"nin anlattığına göre, maç öncesi Karşıyakalı iki fanatik, Göz-Göz mağazalarının birinden birer sarı-kırmızı forma alıp sırtına geçirdi.
Bu iki hızlı Karşıyakalı şimdi Göztepeli olmuştu.
Birlikte çiğ köfteci Hamdi Usta'nın tezgahına tünediler ve bir büyük tepsi dolusu çiğköfteyi aldılar ve bir kenara çekildiler.
Gözlerden uzak bir noktada ceplerinden çıkardıkları "müshil" ilaçları ile köfteleri bir daha yoğurdular.
Sonra da, Göztepeli taraftarların maç öncesi toplandığı Gürsel Aksel Stadı'nın yolnu tuttular.
Burada fanatik Göz-Göz'ler hem çiğ köfteleri yediler hem de panktarlar üzerinde son rötuşları yaptılar, sonra da Atatürk Stadı'nın yolunu tuttular.
Karşılaşmanın tezahüratsız bir şekle büründüğü dakikalarda Karşıyaka tribünlerinden koro halinde bir ses geldi:
"Çiğköfteyi yiyenler parmak kaldırsın..."
Göztepe tribünlerinden reaksiyon gelmedi.
* * *
Sarı-kırmızılılar bu muzipliğin altında kalacak değildi.
Aynı günün akşamında buldukları bir dans düşkünü kadına Karşıyaka forması giydirdiler ve Göztepe sokaklarına saldılar.
Bu kadına göbek attırdılar, sabahın erken saatlerine kadar dans ettirdiler.
kentten
Sadık Pala'nın sergisinden
Karikatürcüler Derneği ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Üyesi Sadık Pala'nın "Pala's Pandıras 30 Yıl" adlı karikatür sergisi Konak Belediyesi Neşe ve Karikatür Müzesi'nde devam ediyor.
Çok sayıda sanatçı, gazeteci, karikatürist ve İzmirlilerin katıldığı serginin açılış konuşmasını yapan Konak Belediyesi Başkan Yardımcısı Serpil Güngör, İzmirlilerin Neşe ve Karikatür Müzesi'ni sevdiklerini, değerli çizerler ve yapıtlarıyla buluştuklarına değindi.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel ise, karikatürün dünyanın en önemli silahı olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Karikatürler iktidarları devirebilir. Sayfalar dolusu yazıyı bir çizgiyle anlatabilirsiniz. Sadık, düzgün yaşayan iyi bir sanatçı, arkadaş, dosttur. Arkadaşları da onu sevdikleri için bugün burada bir araya geldiler. Bir nesil onun çizgileri, eserleriyle büyüdü. Güldürürken düşündüren karikatürleri, Türkiye'nin yakın tarihine de ışık tutuyor."
30 yıllık birikimi gözler önüne serilen Pala'nın, 1982 yılındaki ilk karikatüründen günümüze birçok yapıtı sergileniyor.
Küpe
İnsanlar için saadet ümidi ancak doğrulukta vardır.
Euripides
fıkra
5 kilo nereye gitti?
Laz'ın teki Ankara'da bir barda içerken cep telefonu çaldı. Telefonu açtı, bir o kulağa, bir bu kulağa derken bardaki herkese sevinçle içki ısmarladı. Sonra da karısının 15 kiloluk bir Laz bebeği doğurduğunu söyledi. Bardakiler bebeğin 15 kilo gelebileceğine inanmadı ama Laz ısrar etti:
"Dediğim gibi bizim oralarda ortalama bebek kilosu budur. Benimki de tipik bir Laz bebeği..."
Dört bir yandan tebrikler yağdı, bardaki herkes Laz'ı kutladı.
İki hafta sonra Laz tekrar bara uğradı.
Barmen adamı tanıdı ve sordu:
"Sen şu 15 kilo doğan bebeğin babası değil misin? Herkes bebeğin iki haftada kaç kilo olduğunu merak ediyor. Söyle bize bebek şimdi kaç kilo?"
Baba gururla yanıtladı:
"On kilo..."
Barmen şaşırdı ve merakla sordu:
"Ne oldu? Doğduğu gün 15 kilo değil miydi?"
"Laz baba içkisini başına dikti. Islak dudaklarını koluna sildi ve gururla yanıtladı:
"Sünnet ettirdum."
laflama
* "Günah benden gitti" diyenleri anlayamıyorum. Onlara sormadan geçemeyeceğim. Siz haşa Allah'mısınız?
* Benim gönlüm sarhoştur yıldızların arasında diyorsun. Sarhoş olursun elbette. 70'lik rakıyı götürdün, ayık mı duracaktın?
* Çalıştırdım saksıyı. Bir saksı fabrikası kurdum!
* Ayılana gazoz, bayılana limon, yayılana kahve yapmak gerekir herhalde!
* Bütün vaktini sosyal ağlarda geçiren insanlar nasıl a-sosyal olabiliyor, vallahi anlamış değilim!
İbrahim Ormancı'dan