O, İzmir Ticaret Odası'nın sembolleşmiş Başkanı ama, birazcık sohbet imkanını yakalarsanız Ekrem Demirtaş'ın "ciddi ve tutarlı bir Belediye Başkanı" formunu taşıdığını hemen yakalarsınız.
Kadifekale konusundaki görüşlerini, Körfez üzerindeki proje ve hayallerini; Kemeraltı üzerindeki planlar, Bayraklı ve Bornova eksenindeki eksiklikler konusundaki değerlendirmelerini dinledikçe Demirtaş'ın içinde yanan ateşin ne olduğunu kolayca anlar ve kendi kendinize sorarsınız:
"Neden Belediye Başkanlığına talip olmuyor."
***
Bu anlattıklarım işin fantezisi...
Meselenin bir gerçek yönü var.
Ekrem Demirtaş az bulunur bir İzmir sevdalısı.
En büyük hayali, şu İzmir Körfezini içinde yüzülebilir kıvama getirmek.
Sonra bu Körfez'in güzelliklerini yaşamak.
Mesela, Pasaport'taki şu Mendirek niçin değerlendirilmiyor.
Bu mendirek üzerine zarif mağazalar, şık restoranlar, cazip kafeler niçin kurulmuyor.
Sahilden süslü sandallarla mendireğe gitme keyfi İzmirlilerin hakkı değil mi?
Ekrem Demirtaş'ı dinlemeye devam...
"O mendirek üzerindeki dükkanlara masa kurup İzmir'i seyretmek keyfini ne zaman yaşayacağız. İzmirli bu keyifin özlemi içinde..." diyor Ekrem Başkan.
küpe
Vefasız denmek için, sevilmiş olmak lazım.
Racine
günün fıkrası
Vazgeçmiş
Osakalı bir Japon yolda komşusuna rastlamış.
"Evini satmak istiyordun. Sonra vazgeçtiğini duydum. Neden?" demiş.
Öteki cevap vermiş:
"Evimi satmak için başvurduğum reklam şirketi öyle bir reklam hazırlamış ki, okuyunca evime hayran kaldım ve hemen satmaktan vazgeçtim."