Matematik Köyü, Şirince'de Ali Nesin'in olanı...
Matematik Çiftliği de Bademler'de Tufan Döleneken'in...
Dölenekenler, matematikçi bir aile.. Tufan Döleneken, yılların dershanecisi... Eşi Handan hanım da yılların matematikçisi, halen bir lisede öğretmenliğini sürdüren bir matematik aşığı.
Matematikle yatıp kalkıyorlar. Ama edebiyatı da unutmuş değiller... Müziği de.. Çiftliğin piyanosu görülmeye değer... Canı isteyen bir resital da verebiliyor..
Karı- kocanın farklı okumaları da var. Yıllar öncesinden edebiyata olan tutkusu Tufan Döleneken'i yazmaya yöneltmiş. Yüzlerce, düşün yazısı yazmış. Öyküler yazmış. Kime mi? Biricik aşkı eşi Handan'a... Hiç bir yerde de yayımlatmamış onları... Kafka'nın yaptığı gibi...
Matematik ve edebiyatı bir arada götürmüş.
Yıllar sonra düşlerini Bademler'de gerçekleştirip 2015'te 'Matematik Çiftliği' kurmuşlar. Öncesinde Şirince'yi de ziyaret etmeyi, Ali Nesin'le bilgi alışverişi yapmayı ihmal etmemişler.
Matematiği ders dışında etkinliklerle, oyunlarla pekiştirmeye çalışıyorlar. Matematiğin öykülerle günlük yaşama uygulandığı bir mekan burası. Buluşların (icatların) matematikle buluşmadan gerçekleşemeyeceğini öğreten bir adres, bu çiftlik. Genç kuşaklara bu düşünceyi hissettiren- kazandıran bir bilim yuvası..
Almanya'daki Matematikum, ABD'deki Mo Math Müzeleri gibi bir müzeyi ülkemize kazandırmayı düşünüyorlar. Dünyanın 3. Matematik Müzesi günün birinde Bademler'de kapılarını ziyaretçilere/ matematikseverlere açacak kısaca.. Uzunca bir süreci alacak olsa da...
CHP'li kadınların kongresi 13 Şubat'ta
CHP Kadın Kolları Genel Kongresi 13 Şubat'ta toplanıyor. Ve bu kongrenin iddialı isimlerinden İzmir'li Düriye Taş adaylığını dün bir basın toplantısı ile açıkladı ve: "Bu yarışta ben de varım..." dedi. Taş, "Bu coğrafyada kadın olmak zor, hele Doğu'da daha da zor. Kadınları sosyal hayata katmak için projeler hazırladık. Kadın ve tarım bu yüzden benim için çok önemli. İşçi, kadın, emekçi kadınlarla birlikte çalışacağız. Fabrikada, tarlada, atölyede birlikte olacağız. Salonlardan çıkıp alanlara ineceğiz. Cumhuriyetten aldığımız gücümüzle karanlık zihniyetlerle mücadele edeceğiz. Kadın çalıştayları yapacağız ve bütün illerimizde örgütleneceğiz. Projelerle yol çıkıyoruz. Her alanda kadınlarımızla ortak noktada olacağız" diyor.
Niye onlar gibi olamıyoruz?
Cumartesi günü TV'de İspanya Ligi'nin en önemli maçlarından birini izledik. Barcelona'nın Nou Camp Stadı'nda 100 bin seyirci vardı, Barcelana-Atletico Madrid maçında. Seyirciler şarkılar, marşlar söylediler, takımlarını desteklediler. Barcelonalılar ile Madridliler yanyana; tribünlerde birbirlerine ne küfür var, ne de bir kağıt bile atan. TV'de maçı bitirdikten sonra Pınar Karşıyaka- Beşiktaş Sompo Japan basketbol maçına gittim. Taraftarlar önce birbirlerini kalayladılar sonra Beşiktaşlıların bulunduğu tribünden zemine patlayıcı maddeler atıldı, bununla da yetinmediler, sis bombası yağdırdılar. Göz gözü görmez hale geldi. Aileler kükürtten zehirlenmemek için kaçmak, salonu terk etmek zorunda kaldılar. Astım ve bronşit hastalığı olanlar da hastaneye koştular. Düşündüm; biz niye adam gibi maç izleyemiyoruz. İnsanların hayatlarını tehlikeye sokacak eylemler niye artık sadece Türkiye'de kaldı?
CHP Kadın Kolları Genel Kongresi 13 Şubat'ta toplanıyor. Ve bu kongrenin iddialı isimlerinden İzmir'li Düriye Taş adaylığını dün bir basın toplantısı ile açıkladı ve: "Bu yarışta ben de varım..." dedi. Taş, "Bu coğrafyada kadın olmak zor, hele Doğu'da daha da zor. Kadınları sosyal hayata katmak için projeler hazırladık. Kadın ve tarım bu yüzden benim için çok önemli. İşçi, kadın, emekçi kadınlarla birlikte çalışacağız. Fabrikada, tarlada, atölyede birlikte olacağız. Salonlardan çıkıp alanlara ineceğiz. Cumhuriyetten aldığımız gücümüzle karanlık zihniyetlerle mücadele edeceğiz. Kadın çalıştayları yapacağız ve bütün illerimizde örgütleneceğiz. Projelerle yol çıkıyoruz. Her alanda kadınlarımızla ortak noktada olacağız" diyor.
Niye onlar gibi olamıyoruz?
Cumartesi günü TV'de İspanya Ligi'nin en önemli maçlarından birini izledik. Barcelona'nın Nou Camp Stadı'nda 100 bin seyirci vardı, Barcelana-Atletico Madrid maçında. Seyirciler şarkılar, marşlar söylediler, takımlarını desteklediler. Barcelonalılar ile Madridliler yanyana; tribünlerde birbirlerine ne küfür var, ne de bir kağıt bile atan. TV'de maçı bitirdikten sonra Pınar Karşıyaka- Beşiktaş Sompo Japan basketbol maçına gittim. Taraftarlar önce birbirlerini kalayladılar sonra Beşiktaşlıların bulunduğu tribünden zemine patlayıcı maddeler atıldı, bununla da yetinmediler, sis bombası yağdırdılar. Göz gözü görmez hale geldi. Aileler kükürtten zehirlenmemek için kaçmak, salonu terk etmek zorunda kaldılar. Astım ve bronşit hastalığı olanlar da hastaneye koştular. Düşündüm; biz niye adam gibi maç izleyemiyoruz. İnsanların hayatlarını tehlikeye sokacak eylemler niye artık sadece Türkiye'de kaldı?