ERKİN USMAN
Rüya gibi bir tatil Dikili’de sizi bekliyor
Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05 Temmuz 2016, 22:17
Dikili Belediyesi, Dikili'yi Türk turizmin yüz akı örnek bir kent haline getirmek amacıyla yoğun bir şekilde çalışıyor.
Dikili'yi dünya turizminde gözbebeği bir kent haline getirmek için son iki yılda önemli bir mesafe kateden ve çalışmalarını aralıksız sürdüren Dikili Belediyesi, bu yaz sezonundan da oldukça ümitli.
Dikili'nin hem ülkenin hem de bölgenin önde gelen tatil noktaları arasında yer aldığını, artık turizmde bir dünya markası olmak istediklerini belirten Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, "Dikili kenti, turizmde marka olmak için her şeye sahip.
Berrak denizimizi, sevgi ışıldayan güneşimizi, pırıl pırıl kumsallarımızı, doğal koylarımızı, eşsiz tarihi dokumuzu, kültürel ve doğal güzelliklerimizi iki yıl önce başlattığımız çalışmalarımızın devamında bu yıl da tüm dünyaya tanıtıp, misafirlerimiz ile paylaşmak istiyoruz" dedi.
Dikili'de denize girilebilen tüm noktalarda 1 Haziran 2016 tarihi itibariyle yapılan son kontrollerde deniz suyunun hep "A kalitede çok temiz" çıktığını da kaydeden Başkan Tosun, "Tüm plajlarımız kumsalıyla, deniziyle örnek bir temizlikte ve misafirlerimiz de gönül rahatlığıyla, aileleriyle sevdikleriylei kullanabilirler" diyor.
Dikili'nin bugüne kadar çok fazla dikkat çekmemiş, az bilinen tarihi ve doğal zenginliklerle göz kamaştıran birçok yeri olduğunu ve bunların keşfedilmeyi beklediğini de anlatan Tosun, "Dikili ilçesi birçok özelliği üzerinde barındıran bir bölge. Nebiler bölgesinde yeşilliğin hakim olduğu alanda yer alan Nebiler Şelalesi, doğal güzellikleriyle ilgi çekiyor.
Birbirinden farklı renklerin buluştuğu Karagöl de doğasıyla da beğeni topluyor. Yine sınırlarımızda bulunan dünyanın en küçük ada kilisesi Aya Nikola Kilisesi ile çok sayıdaki tarihi yapılar ilçemizin turizm potansiyeline önemli katkıda bulanacaktır. Bu güzelliklerimizle tüm doğa tutkunlarını hem keyifli bir tatil için hem de yaşamlarında yeni ufuklar keşfetmeleri için Sevginin Kenti Dikili'ye davet ediyoruz" ifadelerini kullanıyor.
İzler ve Yankılar'da neler var?
Geçtiğimiz günlerde Recai Şeyhoğlu'nun Etki Yayınevi'nden çıkan 18. kitabından söz etmiş, fakat içeriğine değinememiştik.
Kapağı ressam Hasret Nurdağ yaptı. Düzeltisini, Ayda Bir Ayvalık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sosyolog Bülent Şentay, editörlüğünü ise her zamanki gibi gene şair-yazar Mehmet Atilla...
Titiz bir çalışma sonrası kitap şimdi raflarda..
İlk okuyanları da Yekta Güngör Özden, Kemal Nehrozoğlu, Öner Yağcı, Avram Ventura, Suat Çağlayan, Ferhat İşlek, Oğuz Tümbaş, Deniz Üstüngel, Nail Çetin, Veysel Çıldır, Mehmet Gönenç gibi yakın dostları oldu...
Kitapta neler mi var... Açılan kütüphanelerin dünü bugünü, yaşanan sıkıntılar- mutluluklar, annesi adına açtığı anı evleri, anı evlerinin kültür tarihimiz açısından önemi, omuz veren yakın dostların kimler olduğu, ülkemizdeki okuma yazma oranını sorgulama-eleştiriler, sorular, öneriler, büyüteç altına alınması gereken kültür politikaları, bölgemize/ ülkemize ve dünyamıza olan tanıklıklar...
Evet... İzler Ve Yankılar, bir tanıklığın kitabı. Yakın tarihimize, bugüne olan tanıklık...
Gelecek kuşaklar, belgesel gibi hazırlanmış bu kitaptan başucu kitabı olarak yararlansınlar diye düşünmüş Şeyhoğlu.
Bazen Kuşadası'ndaki bir meydandan hareketle sanat tarihimize zengin bir sayfa ekliyor, bazen de canımızı acıtıyor.
Yüzleşme kültürünün önemine değiniyor. Dokunuyor, dokunduruyor.
Diyor ki, "Yazar, çağının tanığıdır. Çağına tanıklık yapmayan kalem sahibinin edebiyatçılığından kuşku duyarım."
laflama
Dost dost diyeceğine Dostoyevski okusana. En iyi dost kitaptır, değil midir ?
Dişi kuş yuvayı yapar.
Başka bir dişi kuş da yapılan yuvayı bozar!
Ben öldükten sonra sosyal medyada benim için "Işıklar içinde uyusun" demeyin.
Ben ışıklar açıkken uyuyamam.
Anlaşıldı mı everybody?
Leyleğin ömrü fatura ödemekle geçiyor artık!
Feleğin çemberinden geçtim ama şu kadınların süzgecinden geçemedim!
Turnayı gözünden vuramadım.
Poposundan vurdum vallahi! İbrahimOrmancı'dan
Öyleyse...
Küçük Tosun, heyecan içinde mutfağa koştu:
"Anne, ne gördüm biliyor musun?" dedi ve ekledi:
"Ali ağabey, ablamı öpüyordu." Anne gülümsedi ve yanıtladı:
"Niçin öpmesin?... Ablanla enişten gelecek hafta evleniyorlar." Oğlan bir süre düşündükten sonra sordu:
"Peki, babam bizim Kezban'la ne zaman evleniyorlar?"
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.