Çalışanlar yasalarımızdaki düzenlemelerle iş güvencesi altına alınmış durumdadır. Mahalli seçimlerden sonra özelikle CHP'nin ve HDP'nin kazandığı belediyelerde yaşanan işçi kıyımı tamamen kanunsuz ve haksız uygulamalar içeriyor. Ayrıca işçilere sendikal baskı yapılıp istifaya zorlanmaları da TCK'ya göre suç teşkil ediyor.
Özellikle toplu yapılan çıkartmalar usulüne uygun yapılmadığından, işçilerin hem kötü niyet tazminatı hem de işe geri dönüş hakkı bulunuyor.
30 GÜN BEKLEMEK ZORUNDA
İş Kanunu'nun 29. maddesi toplu çıkartma eylemlerinin sınırlarını da belirliyor. Burada yasa ekonomik bir zorunluluk ararken, usulünü de belirliyor.
İşverenin en az 30 gün önceden bir yazı ile işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumu'na bildirmesi gerekiyor.
Bu bildirimde işten çıkartmanın yasal gerekçesinin de bildirilmesi zorunludur. Ayrıca sendika ile bu konunun görüşülmesi ve bu görüşmenin de tutanak haline getirilmesi şartı bulunuyor.
Fesih bildirimleri, işverenin toplu işçi çıkarma isteğini bölge müdürlüğüne bildirmesinden 30 gün sonra hüküm doğuruyor.
Yani seçimlerden sonra yapılan çıkartmalar bu süre sınırına uymuyor.
İŞÇİLER NE YAPABİLİR?
1- Toplu işten çıkartmayla ilgili hükümlere uyulmadığı gerekçesiyle dava açılabilir ve işten çıkartmalar geçersiz sayılır. Usulsüz işten çıkartmalar yargıdan geri döner ve işçiler görevlerine iade edilir.
2- Belediyelerdeki şirketlerde 30'dan fazla çalışan olduğu için yasa gereği işten çıkartıldıktan sonra 1 ay içinde arabulucuya başvurarak işe iade davası açabilirler. Bu sürenin geçirilmemesine dikkat etmek gerekiyor. Burada ayrıca işe başlatılmaması durumuna karşı en az 4, en fazla 8 brüt maaşa tazminata hükmedilir.
3- İşten çıkartılan işçiler en az 1 yıllarını doldurmuşsa hem kıdem hem ihbar tazminatlarını talep edebilirler. Bu arada kötü niyet ve ayrımcılık tazminatları hakları da saklı tutulur.
4- Sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetler dolayısıyla işten çıkartılmışlarsa bu kez işe iade davası sonucunda hükmedilecek tazminat miktarı 6356 sayılı yasanın 25. maddesi gereği 12 aylık maaşa çıkıyor. Üstelik iş güvencesi şartları (30 işçi ve 6 aylık kıdem) aranmıyor.
5- Sadece farklı bir partiye sempati duydukları için işten çıkartılıyorlarsa, bu kez ayrımcılık tazminatı devreye giriyor. İş kanunu 5. maddesi gereğince, iş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz. Bu sebeple 4 maaş tutarında tazminat ödenir.
6- İşçiler ayrıca kötü niyet tazminatı talep edebilir.
İşverence fesih hakkının kötüye kullanılması sebebiyle ihbar süresinin 3 katı tutarında tazminat işçilere ödenir.
SEBEPSİZ İŞÇİ ÇIKARTILAMAZ
İş Kanunu'muz işçilerin sebepsiz yere çıkartılamayacağını hüküm altına almış durumda.
Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz: a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak. b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak. c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak. d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler.
HAPİS CEZASI VAR
Belediyelerde yaşanan sendikal baskı da kanunlarımız tarafından yasaklanıyor. Başka sendikaya geçmek için zorlanan işçiler işten atılmakla tehdit ediliyor.
Türk Ceza Kanunu'nun 118. maddesine göre sendikal hakların engellenmesi 2 yıl hapis cezası gerektiriyor. Söz konusu yasada, "Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur" deniliyor.