"Bir fabrikada 8 senedir çalışıyoruz. Maaşlarımız ilk yıllarda zamanında ödendi. Sonra gecikmeler alışkanlık haline geldi. 2-3 ay boyunca maaş alamadığımız oluyor. Sonra da eksik ödüyorlar. İçeride çokça alacağımız var. Şirketin durumu da iyi. Burada hangi haklarımız bulunuyor? (ismi saklı)"
Okurumuzun anlattığı bu sorunu aslında binlerce çalışan zaman zaman yaşıyor. Oysa yasalarımız ve İş kanunu çalışanın hakkı olan ücretin zamanında ödenmesini emrediyor. Bu sorunu detaylarıyla anlatalım ve çalışanların haklarını aktaralım. Milyonlarca çalışan yaptığı iş karşılığında ücret alıyor. İş Kanunu ücret ödenmesini bir sisteme bağlayarak, kurallarını da belirliyor. Buna göre işçinin hak ettiği maaş, prim, ikramiye gibi tüm ödemeler nakit olarak yapılıyor. Ücretin ödenme süreleri de kanunla belirleniyor. Buna göre ücret en geç ayda bir ödeniyor. Sözleşmeler ile ödeme süresi 1 haftaya kadar indirilebiliyor. Fakat 1 ayı geçemiyor.
SÜREKLİ YAPILIRSA
Gelelim ücretlerin geç ödenmesinde çalışana sağlanan haklara. İşverenin o ay için nakit sıkıntısı çekmesi ya da başka sebeplerle parayı geciktirmesi genel olarak çalışanlar için kabul edilebilir olduğu için itiraz edilmiyor. Zaten iş ahlakı da bunu gerektiriyor. Ama işveren bunu alışkanlık haline getirir ve kötü niyetle yaparsa, bu kez hak aramak gerekiyor.
Öncelikle ücretin geciktirilmesi noktasında kanunun belirlediği sınır 20 gün. Yani sizin için belirlenen ücret ödeme gününden 20 gün sonrasında hala maaşınız ödenmemişse, haklarınızı kullanabiliyorsunuz.
Bir de ücretin gecikmesinde mücbir sebepler (yangın, doğal afet, iflas) olmaması gerekiyor.
Bu noktada işçiler için iki yol ortaya çıkıyor. Birincisi verilen işi yapmama, ikincisi ise haklı fesih ile tazminatını talep etme.
NOTERDEN GÖNDERİN
Maaşı bilerek ve kötü niyetle 20 günden fazla geciktirilen işçiler ister bireysel isterse toplu olarak iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabiliyor.
Bu durum toplu olduğunda grev olarak nitelenmiyor.
Buradaki eylemin işe gitmeme değil, işi yapmama olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Böyle bir durumda işçi işten çıkartılamadığı gibi, yerine yeni biri de alınamıyor. Bu şekilde biriken maaş alacakları için kanun 'mevduata uygulanan en yüksek faizin işletileceğini' emrediyor. Çalışanlar bunu haklı fesih sebebi göstererek iş akdini feshedip tazminatını talep edebiliyor. Burada sadece ücretin ödenmemesi değil, sözleşmedeki miktarın altında ödenmesinde de tazminat hakkı doğuyor. Bu şekilde tazminatını alan işçi için işsizlik maaşı imkanı da var. Ama bunun için ihbarnamenin noterden gönderilmesi gerekiyor. Kanuna göre 20 gün bekledikten sonraki 6 gün içinde noterden dilekçenizi göndermelisiniz.
BUNLAR TAZMİNAT KAZANDIRIR
Sadece ücretin ödenmemesi değil çalışanlar için haklı fesih ile tazminat alma sebepleri birçok konuda belirlenmiş durumda. İş Kanunu çalışanlara tazminat kazandıran durumları şöyle sıralıyor:
I. Sağlık sebepleri: a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa. b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
II. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa. b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa. c) İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa. d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa. e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, f) Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
III. Zorlayıcı sebepler: İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.