İlköğretim okullarında tam gün eğitime geçiş süreci hızla tamamlanıyor.
Peki bu "tam gün" denilen sistem, çalışan annelere ya da çekirdek ailelere ne kadar hitap ediyor? Bakın, biz çocuğu için mahallesindeki devlet okulunu 'kerhen değil yüreğiyle' tercih etmiş, ama okullar açılır açılmaz da acil çözülmesi gereken sorunlarla baş başa kalmış yüzlerce, binlerce veliyiz...
Ben, okulun ilk haftası yıllık izin kullandım. İznim bitti, belirsizlikler bitmedi. Bir başka veli arkadaşım yıllık izninin ikinci haftasını devirdi, değişen bir şey yok. Önümüzdeki hafta ne olacak, henüz bilmiyoruz...
Çözüm için ya zamanımız az geliyor ya paramız...
Mesela bizim okulumuzda dersler 09.00'da başlayıp 14.40'ta sona eriyor. Hatta birinci sınıflar için çıkış saati 14.20
BÖYLE BİR MESAİ YOK
Şimdi soruyorum, hangi çalışan veli, çocuğunu 14.20'de okuldan alabilir!
Sabahları dersin 09.00'da başlaması da pek çok veli için ayrı bir sorun. Ben mesai saatlerim uygun olduğu için sabahları kahvaltısını yaptırıp okula bırakma şansına sahibim.
Ancak mesaisi 08.00'de başlayan veliler, ilk günden çocuğuna kahvaltı yaptırıp okula bırakacak bir yer arayışına girdi. Sırf bu yüzden özel etütlere mahkum olduklarını biliyorum.
Gelelim devlet okullarındaki etüt uygulamasına...
Ders bitiminden ortalama 20 dakika sonra etüt eğitimi başlıyor.
17.20'ye kadar süren etütlerde çocuklar hem ödevlerini yapıyorlar hem de satranç, oyun gibi etkinliklerle kaliteli zaman geçirebiliyorlar.
Okulun kendi etüdü, bu özellikleriyle en azından memur ebeveynler için ideal görünüyor.
Ama istemeniz halinde etüt sınıfına çocuğunuzu göndermeniz de garanti değil! Çünkü her öğretmen etüt sınıfı açmıyor. Açanlar da kontenjan nedeniyle ya diğer sınıflardan kısıtlı sayıda öğrenci alıyor ya da hiç almıyor. Biz başvurularımızı yaptık, pazartesiyi bekliyoruz. Olabilir de, olmayabilir de!
MUTSUZUZ MUTSUZ!
Peki olmazsa ne olacak? Talep yoğunluğundan "tok satıcı" haline gelen özel etütlerin kapısını aşındıracağız ki, en insaflısı günde 3 saat için aylık 600 liradan kapı açıyor.
Sonuç?
Yemeği, servisi, etüdü, bilgisayarı, yazıcısı, perdesi derken neredeyse uygun fiyatlı özel okullara yaklaşan bir maliyet ve bitmeyen çözüm arayışlarında bunalan veliler olarak mutsuzuz! Peki, çok mu zor örneğin bazı çocukların 07.30'dan itibaren okula alınıp güvenli sıcak bir ortamda ders saatini beklemelerini sağlamak. Veya okuldan sonra etüt hizmeti talep eden her çocuk için bunu sağlamak? Ben de isterdim çocuğumun 14.20'de anneannesi, teyzesi vs. tarafından okuldan alınıp güle oynaya akşama kadar bir yuva sıcaklığında vakit geçirmesini...
Ama şartlar böyle maalesef. Şimdi bu yazıyı okuyup, "Kardeşim sen de özel okula yazdırsaydın çocuğunu" diyenler mutlaka çıkacak ama ben de diyorum ki; Devlet okullarımız bu imkanları neden sağlamasın? Hani bazı sorunları konuşurken, hep çaresiz kaldığımız noktada "sistem" deyip susuyoruz ya, o "sistem"i biz insanlar inşa ediyoruz aslında. Okul yönetimi ve veliler olarak bu sistemin paydaşıyız ve herkesi memnun edecek bir sistem, bence mümkün. Yöneticilerden sorunlarımızın çözümü noktasında destek isterken, koşullardan şikayet dinlemek de istemiyorum ayrıca.
Ben o makamların, koşulları iyileştirme, makul talepleri yerine getirme ve sorun çözme yeri olduğunu düşünüyorum. Ya siz?
