Başlıktaki sorunun cevabı hepimiz için farklı ama doğru tek: Ne kadar az, o kadar iyi! Tabii azlık çokluk bir yana, faydalı/zararlı içerik konusu da var. Çocukların hem konumunu hem de cep telefonunda ne kadar zaman geçirdiğini ebeveynlere gösteren uygulama Find My Kids, dünya genelinde 3.5 milyon kullanıcısının verilerinden yola çıkarak 7-18 yaş arası çocukların sosyal medya kullanım tercihlerini açıkladı.
Buna göre, Türkiye'deki çocukların günlük ortalama sosyal medya kullanımı 6 saate ulaşıyor. Dünya genelinde ise bu süre 8.5 saat civarında. Bizde durum berbat, neyse ki dünyada daha da berbat!
Find My Kids Ülke Müdürü Neşen Yücel, Türkiye'deki çocukların en çok kullandığı sosyal medya uygulamalarında ilk iki sırada video uygulamalarının yer aldığı bilgisini paylaşıyor. Buna göre Türkiye'de çocukların en çok kullandığı uygulamalar ve bu uygulamalarda günlük olarak harcadıkları süreler şöyle:
Uygulama Ortalama Süre
1-TikTok 72 dakika
2-YouTube 59 dakika
3-Instagram 54 dakika
Dünyada çocukların en çok kullandığı uygulamalar:
Uygulama Ortalama Süre
1-TikTok 127 dakika
2-YouTube 89 dakika
3-Roblox 60 dakika
Her iki listede de ilk 3 sıra böyle.
Konunun tek bir boyutu yok ama sanırım anne baba olarak bizleri en çok rahatsız eden kısmı, çocuklarımızın günlerini "boş ve anlamsız bir şekilde" geçirmeleri.
"Bırak şu tableti elinden" dediğimizde, yerine koyacak alternatiflerimizin olmaması elimizi kolumuzu bağlayan bir diğer mesele. Beş günlük otel tatilimiz boyunca, neredeyse havuzdan hiç çıkmayan Deniz'in, bırakın bütün gün tablete bakmayı, nerede olduğuyla bile ilgilenmemesi çok güzeldi mesela. Çocuklara sunulabilecek eğlence ve oyunla dolu bir hayatın, tablet ve bilgisayardan gerçekten uzaklaştırabilir mi? Belki de sürecin geçici olmasının getirdiği bir durum. Bilemiyorum...
SÖZLE DEĞIL GÖZLE EĞİTİM
Ya da "Kaldırın başınızı şu ekrandan. Açık havada gerçek oyunlar oynayın" dediğimiz çocukların, deli danalar gibi bağırarak oynamalarına katlanamayıp, sessiz sedasız ekran karşısında oturdukları konfor alanlarımıza hızla geri çekilme isteğimiz, bizi de bu "kötü" sonuca ortak ediyor mu?
Sonuç kötü çünkü. Bu çocukların iletişim becerileri, sosyal ilişkileri, kendilerini ifade güçleri günden güne zayıflıyor.
Bir de gelişme ve büyüme çağında olduklarını hesaba katarsak, 'kötü' gelişiyorlar.
Bunun önüne geçmek, ancak günlerini anlamlı bir şekilde organize etmeleri için onlara rehberlik etmekle mümkün.
Yüzme kursu, doğa yürüyüşü, egzersiz, bulmaca, su doku, okuma saati, film saati, resim, müzik, yabancı dil eğitimi... Artık imkanlar neye ne kadar el verirse. Ama mutlaka söylediğimiz değil yaptıklarımızla örnek olarak, sözle değil, gözle eğiterek...
TEHLİKE ÇOCUKLARIMIZ İÇİN ÇOK DAHA BÜYÜK
Dünyada 127, ülkemizde 72...
Tiktok uygulamasında 7-18 yaş arası çocukların bir günde geçirdiği süre. Peki bu uygulama nasıl etkiliyor çocukları? Nöroloji Uzmanı Dr.
Sevda Sarıkaya'nın, "Tiktok çocukların beynini formatlıyor" başlıklı yazısının tamamını bulup okumanızı şiddetle öneririm. O yazısının bir bölümünde şöyle diyor Dr. Sarıkaya: "Ben ileride en çok probleme yol açanın TikTok ve benzeri uygulamalar olacağını düşünüyorum.
Şu an için en çok hissettiğiniz çocuklarınızın dikkat süresinde azalma, konsantre olamama, bir işi sona erdirememe, vurdumduymazlık/umursamazlık, hiçbir şeyle mutlu olamama, sürekli haz halini devam ettirmek için her an yeni bir şey almanız gerekmesi. Çünkü haz aldığı konularda önüne serilen koca bir dünya var. Ve bu dünyada haz aldığı her konudan saniyeler bazında tadıyor, hemen değişiyor. Beyin, davranış kalıplarını böyle geliştirir. Eğer böyle bir paterne alışırsanız, beyniniz hayatınızın birçok alanına bunu yansıtacaktır. Erişkin beyni ve çocuk/ergen beyni arasındaki en büyük fark, birinin henüz gelişim aşamasında olmasıdır. Bu yüzden tehlike çocuklarımız için daha büyük."