‘Kendin söyle kendin dinle’ ebeveynler!
Şubat'ı da yarılıyoruz, az kaldı. Sahi, yeni yıl hedeflerimiz ne alemde?
Var mı bir ilerleme? Ama bir dakika, neydi ki onlar???
Haydi o kadar geriye (!) gitmeyelim.
Ara tatili yeni bitirmişiz, Pazartesi sabahı okul yolunda çocuklara diyoruz ki, "Bak anneciğim/babacığım, bu dönem lütfen derslerine daha sıkı sarıl. Ödevlerini günü gününe yap, biriktirme..." falan filan falan filan... Bizler tatmin edici bir cevap beklerken, yine duyduğumuz cümleler üç aşağı beş yukarı aynı: Of yeter tamam!
Bu hedef 'doğal olarak' daha salı akşamından patlıyor. Neden? Her şeyden önce çocuğun hedefi değil bir kere.
Çocuklara ne yapmaları gerektiğini sürekli hatırlatmaktan kendimizi unutuyoruz değil mi? Üstelik çok da yorucu.
Örneğin okuldan gelir gelmez başlıyoruz:
Ayakkabılarını içeri al. Üstünü çıkar.
Çantanı odana götür. Kıyafetlerini as.
Beslenme kabını mutfağa getir. Ellerini sabunla. Ödevini yaptın mı? Çantan hazır mı? Kitap okuma saati. Ders saati...
O telefonu kapat artık. Bırak artık o tableti.
Uyku vakti. Dişlerini fırçaladın mı? Her an, her dakika bir talimat.
Üstelik, her talimat en az iki kere tekrarlanıyor.
"Hadi" kelimesi zaten dilimize yapışmış, ne yapsan gitmiyor!
Çoğumuz böyleyiz ve bu işte bir yanlışlık olduğu kesin. Madde madde sıralıyorum:
■ "E söylemeden yapmıyorlar ki!" diyoruz ama sürekli yapmaları gereken şeyleri hatırlatarak, kendiliğinden yapmalarına FIRSAT VERMİYORUZ!
■ Pozitif disiplin uygulamıyoruz. Kural basit: Yanlış davranışı doğruyu öğretmek için bir fırsat olarak gör, kendisinin çözüm üretmesine yardımcı ol. Mesela şöyle: Çantasını hazırlarken okula geç kaldığında, söylenmek yerine "Sence ne yapsan bu durum yaşanmazdı" diye sor, sonra bırak çantasını önceden hazırlaması gerektiği fikri kafasında kendiliğinden oluşsun. Yok biz yine de SÖYLENMEYİ SEVİYORUZ!
■ Özellikle biz anneler için söylüyorum;
KULLANDIĞIMIZ DİL BERBAT!
"Oğlumun/kızımın fen öğretmeni" demiyoruz mesela, "Fen öğretmenimiz" diyoruz. "Sınavı var" demiyoruz, "Sınavımız var" diyoruz. Hatta daha da ileri gidiyoruz, veli toplantısında dudağımızı sarkıtıp "Hocam noolur çok zor sormayın" diyoruz! Dersin, okulun bütün derdini -mecazen de olsa- sadece biz yükleniyoruz ve onlar bunları dert etmeyince de yine biz dertleniyoruz!
Yollarımız yan yana ama yine de ayrı
Sözün özü, günün sonunda herkes ayrı birer birey. Sizin hedefiniz size, çocuğunuzun hedefi kendine.
Yolunuz illa ki yan yana ama aynı değil. Yolunu belki siz açacaksınız ama yürümesi gereken o. Küçükken olduğu gibi arkasına geçip koltuk altlarından tutarak yalancı adımlarla ilerletemezsiniz.
Bıraktığınız zaman düşer çünkü!
BAŞARININ 3 KURALI
Hedef belirlemek kadar hedefe ulaşmak da önemli. Başarmanın 3 temel kuralı belli:
1. İstemek 2. Planlamak 3. Harekete geçmek İstemek yetmiyor, plan yapmak gerekiyor.
İsteyip plan yapmak da yetmiyor, harekete geçmek gerekiyor. Bunu zaman zaman hem kendimize hem de çocuklarımıza hatırlatmamızda fayda var.
GÜNDE 15 DAKİKA İLE HARİKA BAŞLANGIÇLAR
Günümüzün müzmin dertlerinden biri de erteleme.
Bugün yarın derken, her şey erteleniyor. Bir 15 dakika yeterli oysa.
Telefonun saatini kur ve başla. Alarm çaldığında, sıfır noktasından daha ileride olacağın da garanti üstelik.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.