Son günlerde hiçbirimizin özel hayatı kalmadı. Ülke haberleri ile yatıyor, yine ülke haberleri ile kalkıyoruz.
Hani top direkten döndü misali, film senaryolarına örnek bir yaşantının içine olağanüstü bir şekilde giriverdik. Allah hepimizi ve vatanımızı kötülüklere karşı sakındı ve daha büyük tehlikelerden korunduk.
Hani eskilerin deyimiyle "verilmiş sadakamız varmış"... Hala düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
Kabus misali günlerin en kısa süre içinde sükunete geçeceğinden eminim. Ötesini ve daha farklı bir durumu düşünemiyorum bile... Fakat öfke bir kere içimize yerleşti... Artık daha sağlam adımlarla ilerlemek ve güvenliğimizi kolay kolay kimseye teslim etmek istemiyoruz...
İstanbul'un durumu malum. Türkiye'nin kalbinin attığı, bin küsur yıllık bir efsanevi şehir.
Normal günlerde bile yaşam trafiği yoğun geçerken; bu kritik günlerde her şey; daha hızlı bir tempoya dönüştü... Hangi arkadaşımla buluşup, biraz sohbet edelim desek; konu hemen son günlerde yaşadığımız olaylara kilitlenip kalıyor. Hepimiz kendimizce küçük çapta siyasetçi olduk neredeyse. Kendimize, ülkemize geçmiş olsun demekten başka, dilimize takılan daha önemli bir söz yok. Vatanımızın ne kadar değerli olduğunu daha iyi anladık...
Bu arada anladığımız, daha birçok şey vardı. Özellikle güven duygusu ve dürüstlüğün birçok kötülüğün önünü kestiğini, fakat en büyük handikapları da bu duyguların yarattığını yaşadığımız olaylar çok güzel ispat etti. . Belki de en büyük hatamız "güvenmek" oldu.
Etrafımızda sinsice dolaşan, yanlış kişilere güvenmekle, insanın başına her türlü bela gelebiliyormuş bunu ne yazık ki ülkemiz kötü bir şekilde yaşadı.
Çocukluğumuzdan biliyoruz ki; hepimizin kulaklarında aşina olduğu bir söz vardır. "Aile önemlidir, bir bütündür.
Ne olursa olsun ailemizi korumalı ve birbirimize güç vermeliyiz.
Dışarıda yaşananlar orada kalır kapımızı kapatırız biz bize yaşarız" diye..
Biz şimdi kocaman bir Türkiye ailesiyiz ve bütünlüğümüzün parçası olarak ailemize sahip çıkmak zorundayız.
Ülkemizin vücudunun bağışıklık istemini çökertmeye çalışan mikroplardan temizlemek belki biraz zamanımızı alacak. Fakat sağlam bir bünyemiz var. Kolay yıkılacak hemen pes edecek bir yapımız yok. Mucize bir direniş gösterdi ki kendimize "helal" olsun demek istiyorum.
Tabii ki daha yolumuz uzun. Bir nekahet devresi geçiriyoruz. Fakat kısa sürede toparlandığımızı görünce hepimizin gözleri doluyor. Sokaklardaki kalabalıkları izledikçe gözyaşlarımı tutamıyorum.
Yeniden kendi değerimizin farkına varmak birlik ve beraberliğimizin değerini anlamak için hiç istemediğimiz halde; evren böyle bir olayı bize yaşattı.
Artık el ele tutuşmanın zamanı çoktan geldi. Birlik ve beraberliğimizin altın çağını yaşamalıyız. Dünyaya karşı gülümseyelim, başımız dik yüreğimiz güçlü olarak el sallayalım. Gözü üzerimizde olan KEM GÖZLERİN GÖZÜ ÇIKSIN.
TÜRKİYE İLELEBET YAŞAYACAK.
SİZLER DE KARŞIDAN BAKACAKSINIZ.
