• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Sil baştan FİLİZ ÖZKOL

Sil baştan

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13 Ağustos 2016, 19:54

Çocukluğumun en güzel anılarından biridir. Uzun kış günlerinden sonra yavaş yavaş havalar ısınmaya başladığında hele büyüklerimizin ilk cemrenin havaya düşmesiyle "Artık bahar temizliğine başlamalı" sözü biz küçükler için bir oyun gibiydi. Badana, boya telaşı başlayacak, eşyaların yerleri değişecek kıyıda köşede ne varsa ortaya çıkacaktı.
Her şey dökülüp saçılacak ve bizim için hoş bir oyun başlayacaktı... Kolay gibi görünen zor bir süreçti. Ailenin büyükleri oldukça gergin ve sinirli olurdu bu dönemlerde, biz çocuklar ayak altında kalmayalım diye ortada görünmemeye çalışsak da, müthiş bir keyif alırdık bu kargaşadan. Yaşımız büyüdükçe; keşke tüm kargaşalar bu kadar basit olsaydı diye sonradan düşünmeye başladığımızda hepimiz kendi hayatımızın sorunlarıyla baş başa çoktan kalmıştık..
Evet şimdilerde Türkiye 'Bir Bahar Temizliği' içinde. Kaçırdığı mevsimlerin telaşını yaşıyor. Unutulmuş, gözden kaçmış ne varsa tek tek ortaya çıkıyor. Evet geç kalınmış bir yüzleşme de diyebiliriz buna.. Güven kelimesinin bir kez daha önemi ortaya çıktı ki, yine eskilerin deyimiyle 'koynumuzda yılanlar beslemişiz de haberimiz yokmuş'.. Neyse ki; zararın neresinden dönsen kardır diyerek, hayıflanmak yerine önümüze bakalım.
Olan olmuş bir kere.. Herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekiyor.
Nerde ne yaptık diye.. Yapılan hataları geriye almanın artık imkansız olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir ülkeyi yönetmenin zorlukları malum. Görev paylaşımı yapmak, çevrenizdeki insanlarla, güven politikası içinde olmak zorundasınız..
Aile ve akraba ilişkileri içinde yaşadığımız olaylarda da hep vardır.
Hani, bir takım kötü niyetli yakın kan bağı olduğunuz kişiler kuyunuzu kazar, fakat siz aklınıza bile getirmediğiniz için de, istemediğiniz durumlara düşer, tam çukurun ortasında kalırsınız ya... İşte böyle bir şey..
'İnsanoğlu çiğ süt emmiş' diye boşuna dememiş geçmişteki atalarımız..
Son dönemde bizi TV'lere kilitleyen, Muhteşem Yüzyıl dizisini aratmayacak bir entrikanın yaşandığı olayların ucu bucağı kaçsa da, Türk halkı bunun da üstesinden gelecektir eminim. Keşke hiç yaşamasaydık desek de; kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış misali; Biz de ülkemizin değerini bilmek ve birlik ve beraberliğimizin ne kadar önemli olduğunu anlamak adına, böylesine acı bir tecrübeyi, dilim varmasa da, yaşamak zorundaymışız.. Şimdi, bir an önce toparlanmak, eteklerimizdeki taşları temizlemek için, var gücümüzle çalışmalıyız..
Yaşanan bunca olaydan sonra 'kime ne kadar güveneceğiz' duygusuyla hareket etmenin zorluğunu hepimiz biliyoruz. Yüreğiniz bir kere yaralandı mı, her şeyi test etmek zorunda kalıyorsunuz...
Kötülük çok kolay organize olabiliyor fakat karşısında sağlam bir iyilikle karşılaştığı zaman çok da kolay bozguna uğrayabiliyor. Neyse ki; artık düşmanımızı tanıyoruz.. Maskeleri düştü. Belki de farkında değiliz ama ilk defa huzurumuz var. Artık neyin ne olduğunu fark ettik..
Bundan sonrası kolay. HEPİMİZ TEK BİR YÜREK HALİNDE EL ELE, YEPYENİ BİR TÜRKİYE İÇİN 'SİL BAŞTAN' DİYECEĞİZ

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.