Taşı toprağı altın olan memleketimizin her yerinden hazine fışkırıyor.
Tarihte madenciliğin önemi Likyalıların madeni para kullanması ile başlıyor.
Osmanlı döneminde 1815 bor, 1829 taşkömürü, 1878 krom maden yatağı keşfedilse de genelde yabancı devlet ve şirketlerce işletilmiştir.
"Bir milletin tealisi yeraltı zenginliklerinin işlem ve değerlendirilmesine bağlıdır" diyen Ulu Önder Mustafa Kemal önderliğinde maden arama ve işletme işi devlet tekeline alınmış, bu kapsamda 1935 yılında Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) ve Etibank kurulmuştur.
Böylece ülkemiz için tarihi adımlar atılmış ve devrim başlamıştır. Günümüzde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız madenlerimiz ve tabii kaynaklarımız için ciddi stratejik çalışmalar ve planlamalar yapmaktadır.
PArlayan YILDIZ
Dünyada ekonomik kazanç getiren 90 çeşit madenin 77 çeşidinin ülkemizde bulunması bir servetin üstünde yaşadığımızın kanıtıdır.
Cam, seramik, kimya sanayi, nükleer, santraller, temizlik, roket yakıtı yapımı, yangın söndürme vb. birçok sanayi alanında kullanılan "bor" madeni ile dünya rezervlerinin % 72'sine sahip olan ve 3.066 milyar tonla dünyada 1. sırada olan ülkemiz adeta parlayan yıldızdır.
Ayrıca dünyada altında 2'nci, kromda 4'üncü, jeotermalde Avrupa birinci, çelikte 9'uncu sıradadır.
Dünyada sadece Erzurum'da çıkan Oltu Taşı ülkemizi özel kılan başka bir etkendir. Daha ne cevherlerimiz var...
MÜTHİŞ BİR NİMET
Uluslararası Atom Enerjisi verilerine göre geleceğin elementi, nükleer enerjinin hammaddesi olan toryum rezervlerinin % 11'i ülkemizdedir.
Yeşil nükleer enerji olarak tanımlanan toryum çok değerli bir madendir.
Ülkemiz toryumda dünyada ilk 3'te yer almaktadır.
Bir ton toryumdan alınan enerjinin, 200 ton uranyum, 3.5 milyon kömür, bir milyon varil petrole eşit olduğu bilim insanları tarafından belirtilmektedir.
Sadece Isparta'da bulunan toryum rezervlerinin Türkiye'nin 100 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacağı, Türkiye'de toryum değerinin 120 trilyon dolar olduğu, 2030 yılında Türkiye'nin elektrik enerjisinin % 50'sinin toryumdan karşılanacağı tahmin edilmektedir.
Böylesine kıymetli olan, gücü dudak uçuklatan toryum elementi ülkemiz için müthiş bir nimettir.
Öte yandan toryumdan enerji üretilmeye başlandığında, 100 bin kişiye istihdam sağlayacağı öngörülmektedir.
ARIK VE EKİBİ
Toryum üzerine araştırma yapan "50 ton toryum Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılar.
1 ton toryumu enerjiye dönüştürdüğünüzde elde ettiğiniz enerji ile 1 milyon ton petrolün enerjisi eş değerdedir" diyen Prof. Dr. Engin Arık, ülkemizin toryum yataklarının önemini açıklayacakken 30 Kasım 2007'de Isparta'daki uçak kazasında şaibeli bir kazada hayatını kaybetti. Prof. Dr. Engin Arık ve ekibini rahmetle anıyorum.
Ne ilginçtir ki, merhum Muhsin Yazıcıoğlu toryum açıklamasının ardından 33 gün sonra gizemli bir şekilde vefat etmiştir.
BİN DİRİLİRİZ
Dış güçler bilsin ki biz Türkler bir ölür bin diriliriz!
Dışa bağımlı olduğumuz enerji konusunda cari açığın kapanması için yüzümüzü güçlü olduğumuz alanlara dönmemiz, kaynaklarımızı tam kapasite kullanabilmemiz, bu alanlara teknoloji yatırımı yaparak Ar-Ge, insan kaynakları, üniversiteler, laboratuvar çalışmalarının sürat kazanması ve özel sektörün daha fazla enerji alanına odaklanması gereklidir.
Tüm bunlar yapıldığında Türkiye köşeyi dönecektir!