Kime sorsanız, en büyük hayalinin ev sahibi olmak olduğunu belirtir.
Bizim insanlarımız için 'dünyada mekan, ahirette iman' anlayışı geçerlidir.
Kimisi başını sokacak bir evi olsun ister, kimisi daha büyük bir evde yaşamak ister, kimisi de bahçeli müstakil bir evde yaşamanın hayalinin kurar. Özellikle korona virüsle mücadele sürecinde 'evde kal' çağrısı nedeniyle eve kapanmak zorunda kaldığımız günlerde, bahçeli bir evin apartman dairesinden daha cazip olduğunu anladık. Bu süreçte özellikle bahçeli evlere yönelimde artış görüldü.
Ayrıca bahçeyle ilgilenmek, ekmek-biçmek de insanlara iyi geliyor.
Sosyal hayata destek paketi kapsamında konut kredilerinde faiz indiriminin gerçekleşmesiyle ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar büyük sevinç yaşadı. Ziraat Bankası, Halkbank, Vakıfbank gibi kamu bankalarının sıfır evlerdeki faiz oranını düşürmesi piyasanın canlanmasına imkan sağladı. Ayrıca Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım gibi kamu katılım finans kurumları da finansman oranlarında indirime gitti.
Sıfır ve ikinci el konutlar için kredi faiz oranlarının 0.64 ve 0.74'lere kadar düşmesi ile12 ay geri ödemesiz, 180 aya kadar varan taksitlerle ödeme fırsatının sunulması ev sahibi olmak isteyen vatandaşlar için çok iyi fırsat oldu.
KREDİ BAŞVURULARI 133 BİNİ AŞTI
Bir süredir başvurular kamu bankaları tarafından kabul ediliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 23 Haziran'da, "Normalleşme süreci kapsamında devreye aldığımız, tarihin en düşük maliyetli konut kredisi bugüne kadar, 133 bin başvuruyu geçti. Şu ana kadar 101 binin üzerinde vatandaşımıza yaklaşık 25 milyar TL tahsis yapıldı" açıklaması yaparak, kredi başvurularıyla ilgili rakamları duyurdu. Süreç hala devam ediyor. Konut kredisi başvuruları daha da artacaktır.
Devlet, vatandaşın ev sahibi olması için çaba gösterirken, bazı ev sahiplerinin ise ev fiyatlarını değerinin çok üstünde çıkardığı biliniyor. Yani kredi faizlerinin düşürülmesinin hemen ardından konut fiyatlarının fahiş şekilde artırılması, devletin sağladığı imkanı suiistimal etmektir.
Serbest piyasa ekonomisini sapıtan, destek amacıyla konut kredisi faizinin düşürülmesini kötüye kullanan çeviren bu tür fırsatçılar için yasal bir düzenleme yapılması gerekli olduğunu düşünüyorum.
Çünkü ticari yaşamda ahlak dışı yaklaşımlar ülke ekonomisine ciddi zarar vermektedir. Zaten ekonominin temelinin ahlak olduğunu unutmamak gerekir.
'HOBİ BAHÇESİ' MAĞDURU OLMAYIN
Son yıllarda 'hobi bahçeleri' adı altında tarım arazilerini satın alıp, parçalara ayırıp doğayla iç içe olmak isteyen insanlara satış yapılmaktadır. Bu arazilere prefabrik yapıların yerleştirilmesi, daha çok bağ evi hatta yazlık ev gibi kullanılmaya dönüşmektedir.
Geneli 300 -500 metrekare ölçülere ayırıp noter satışı ile gerçekleşen bu uygulama, tabiki yasal değil. 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na aykırı olan bu tür yapılar, tarıma da büyük zarar vermektedir. Konuyla ilgili geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, "Hobi bahçeleri yasalara uygun olmayan bir faaliyettir. Bu nedenle vatandaşlarımızın mağdur olmaması için bu konuda daha hassas davranmalarını rica ediyorum. Aksi takdirde cezai müeyyidelerle karşılaşmanın yanında, satın aldıkları taşınmazların yıkılmasıyla karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isterim" uyarısında bulundu.
Halka cazip hale getirerek insanların duygularıyla oynayan bu fırsatçılara itibar edilmemelidir.
Yasal mevzuatlar başta olmak üzere geniş çaplı araştırma yapılmadan hareket edilmemelidir.Doğayla iç içe olma hevesiyle hobi bahçesi satın alan ve onca masraf yapan insanlar mağdur duruma düşebilir. Dilerim bu uyarılar dikkate alınır ve kimse hobisinin mağduru olmaz.