Türkiye Enerji Zirvesi -1 Enerjinin Geleceği
Enerji sektörü, üretim, gelişim ve kalkınmada başı çeken stratejik bir sektördür. Bu sektör yalnızca ekonomik kalkınma için bir kaldıraç rolü üstlenmekle kalmaz, aynı zamanda siyasi ve uluslararası dengeler açısından ve de ulusal güvenliği sağlamada kritik öneme sahiptir. Bir ülke için enerjide dışa bağımlı olmak, baskı altında kalmak ve büyük bedeller ödemek anlamına da gelmektedir. Dünya tarihinde bunun pek çok örneği bulunmaktadır. Fosil yakıtlar sınırlıdır ve çevreye zarar vermektedir. Ayrıca küresel iklim krizinin oluşturduğu tahribatlar, ekonomik ve sosyolojik kayıplar, toplumsal değişimlere yönelik öngörüler haliyle rotayı güneş, rüzgar, hidroelektrik, biyokütle, jeotermal kaynaklardan üretilen yenilenebilir enerji kaynaklarına çevirmiştir. Bu kapsamda uluslararası kollektif adımlar, yürürlüğe konulan uygulamalar, yenilenebilir enerji yatımlarının artmasını ve enerji politikalarının değişmesini sağlamıştır. Pek çok ülke sürdürülebilir enerji u yatırımlarına odaklanmaktadır.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) raporlarına göre dünya çapında yenilenebilir enerji üretimi giderek artmakta ve 2040 yılı itibarıyla küresel elektrik üretiminin yarısının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması beklenmektedir.
BAĞIMLILIĞI AZALTMA
Ülkemiz de Ulusal Enerji stratejisi ile bu bağımlılığı azaltma amacındadır. Yenilenebilir enerji yatırımları, yerli kaynakların artırılması, nükleer enerji ve enerji verimliliği gibi çözümlerle bu bağımlılığı azaltmak için çalışmalar yürütmektedir. Dışa bağımlı olduğumuz en büyük alan enerjidir. Enerjide kendi kendine yeten bir ülke olmak için 7/24 çalışmamız gereklidir.
Yenilenebilir enerji yatırımları enerjide güvence için anahtardır. Türkiye'nin 2023 yılında toplam elektrik üretim kapasitesinin %20'si yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmıştır. Güneş enerjisinde %3, rüzgar enerjisinde %10'luk bir kapasite artışı sağlanmıştır ve bu oranların önümüzdeki yıllarda artması beklenmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının verilerine göre 2024 yılı ekim ayı sonu itibarıyla ülkemiz kurulu gücü 114.599 MW'a ulaşmıştır. 2024 yılı ekim ayı sonu itibarıyla kurulu gücümüzün kaynaklara göre dağılımı;
%28,1'i hidrolik enerji, %21,5'i doğal gaz, %19,1'i kömür, %10,9'u rüzgâr, %16,6'sı güneş, %1,5'i jeotermal ve %2,4'ü ise diğer kaynaklar olduğu belirtilmektedir.
Bakan Alparslan Bayraktar, 2035'te rüzgâr ve güneş enerjisinde 120 bin megavatlık kurulu güce ulaşmayı hedeflediklerini belirterek yarışma modeliyle her yıl 2 bin megavatlık RES ve GES ihalesine çıkacaklarını dile getirmektedir. 2025 ocak ayında toplam 800 megavat gücündeki bağlantı kapasitesinin tahsisi amacıyla güneş enerjisine dayalı 6 yarışma yapılacak. Enerji sektörünün adeta SWOT analizinin yapıldığı, sektörün geleceğini şekillendiren, Enerji Fuarcılık tarafından düzenlenen Türkiye enerji endüstrisinin "En Büyük Aile Buluşması" olarak gelenekselleşen 14.
Türkiye Enerji Zirvesi 25-26 Kasım İstanbul'da gerçekleşti.
"Geleceğin Enerjisi Enerjinin Ekonomisi" sloganı ile bilgi dolu oturumlar gerçekleşti.
Davetli olduğum zirvede birbirinden nitelikli oturumlarda, konuşmacılar faydalı bilgiler aktardı.
20 MİLYONLUK ÜRETİM
Zirveye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan da katıldı.
Tancan: "enerji sektörünün geleceği, dışa bağımlılığı önlemede izlenen politikalar, altyapı çalışmaları, yenilenebilir enerji yatırımlarına ilişkin yapılan çalışmaları" aktardı. Sayın Tancan'ın aktardığı bilgilerin ülkemiz adına umut verici olduğunu özellikle belirtmek isterim. Kış aylarında kamuoyunun en çok merak ettiği doğalgaza ilişkin olarak Tancan: "2026 yılında devreye girecek yeni üretim platformuyla birlikte üretimin 20 milyon metreküpe ulaşacağını ve hanelerin yarısının tüketimini kendi kaynaklarımızla sağlayacağını" belirtti. Ülkemizde enerji sektöründe dışa bağımlılığı azaltmak adına önemli çalışmalar yürütüyor. Sektör uzmanları; kamu ve özel sektör işbirliğinin artmasını, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji yakıtlarına dönüşüm için yüksek başlangıç maliyetlerinin azaltılması, düzenlemelerin yapılmasını, teşviklerin artmasını, finansmana erişimin kolaylaştırılmasını, bürokrasinin azaltılmasını, lisans imkanlarının genişletilmesini, depolama sistemlerinin geliştirmesini, teknolojik altyapının geliştirilmesi gibi beklentileri bulunuyor.
Koşullar tam oluştuğunda tıpkı savunma sanayi gibi enerjide çığır açacağımıza inanıyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.