Acı haber tez yayılıyor, "Dr. Salih Mertan'ı kaybettik" dediler. İnanın ailemden birisi vefat etmiş kadar üzüldüm, şok geçirdim.
Erkendi, henüz 70 yaşındaydı. Kahramanlar'daki Özel Gazi Hastanesi'nin girişindeki köşesinde oturacak, daha binlerce kişiye şifa dağıtacaktı.
Öyle merhametli, sevgi dolu, yufka yürekli bir insandı ki, kim başvursa başhekim gibi değil, sanki bir hastane görevlisi gibi yardıma koşardı. Hele spor camiası, sporcular, o şifa sembolü duayen insan sayesinde şifa bulmuş, sağlığına kavuşmuştu.
Tanıdığım en büyük Altınordulu idi. Takımın her deplasmanına kar, yağmur, tipi demeden gider, aşığı olduğu kırmızı-lacivertli kulübün her derdine deva olurdu. Tesis kazandırdı, uzun yıllar başkanlığını yürüttü Altınordu'nun.
Ama o kulüp ayırt etmeksizin herkesin babasıydı.
Sadece Altınordulusu değil, Göztepelisi, Karşıyakalısı, Altaylısı, Bucasporlusu, İzmirsporlusu her zaman ondan destek gördü, kucaklandı.
Ama bazen doktorlar elaleme şifa dağıtmakta yarışıyor da kendine derman olamıyor. Parkinson hastalığına yakalanmıştı, elleri titriyor, ziyaretçilerinden, bizlerden, dostlarından saklamaya çalışıyordu.
Bir Dr. Salih Mertan daha gelir mi bilmem. Bu fani dünyada çok zor.
A. Ordu A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Mehmet Özkan'a sesleniyorum:
Vefalısınız biliyorum, Dr. Salih Mertan da A. Ordu'nun bir tesisinde yaşatılmalı.
Bunu o yüce insana borçluyuz.
Konak Belediyesi de onun ismini çok sevdiği Dönertaş'ta yaşatmalı.