Özgür Çetinkaya, yaşadığı İstanbul'dan sıkılıp kentin keşmekeşinden kurtulmak istediği bir döneminde, eşiyle birlikte İzmir'e taşınıyor. İstanbul'da bir kafe işleten Çetinkaya, aynı işi İzmir'de de yürütmek istiyor. Ancak 'öyle sıradan bir mekan açmamalıyım' diyor ve başlıyor yer arayışına. 8 aylık bir araştırmanın sonunda Alsancak'ta karar kılıyor.
GAZOZU DA EKLEDİ
İlk başta eskiden beri topladığı eşyaları da sergileyip satışa sunduğu aynı zamanda kahve içilebilecek bir dükkan açmayı planlıyor. Sonra aklına daha orijinal bir fikir geliyor ve kahvenin yanına gazozu da ekliyor. Hem de Türkiye'nin her yerinden getirilen, tamamen yerli malı gazozlar bunlar. Böylece İzmir'in ruhuna yakıştığını düşündüğü eskici-kahveci-gazozcu Münire'ye hayat veriyor.
Açıldığı ilk yıl İzmir'in en iyi kafesi ödülünü alan mekanın müdavim sayısı 3 yılda epey artmış. "Müşteri potansiyeli olarak umduğumdan 10 kat fazlasını yakaladım" diyor Çetinkaya.
İL İL DOLAŞMIŞ
Mekanın birbirinden lezzetli gazozlarının ve acı kahvesinin yanında en çok antikaları ilgimi çekti benim. Bu antikaların nereden getirdiğini sorduğumda, "Her yerden" cevabını aldım. Adana, Gaziantep, Balıkesir, Bursa, Ankara, Yalova...
Derken Türkiye'nin pek kentini gezen Çetinkaya, tüm bu eşyaları oralarda dolaştığı antika dükkanlarından ve bit pazarlarından toplamış.
ARTIK SATMIYOR
Burada sergilenen antikalara müşterilerin ilgisi yoğun olmuş. Sattığı antikaların yerine yenisini koyamadığını fark eden Çetinkaya, artık onları satmaktan vazgeçmiş.
İçlerinde neler yok ki... Eski radyolar, televizyonlar, daktilolar, oyuncaklar.
Dükkanda Eski Tatlar Bakkaliyesi markasıyla paketlenen şekerleme ve çikolatalar da var. Özellikle 80'li yıllara ait ne varsa bu mekanda. O dönemleri hatırlamak isteyenlerin deneyimlemesi gereken bir mekan. Bir gün yolunuz düşerse Münire'ye uğrayın ve çocukluğunuza bir selam çakın!