Af buyurun, sahnede 'devleştiğimi' söylerler. Devleşmek? İlginç.
Aslında biraz da tersini düşündürür insana... 'Aşağı inince oradan, pek de matah bir herif değilsin yani...' mi demek istiyordur söyleyen?
Sanki normal hayatta gözlüklü, çekingen gazeteci Clark Kent'im de, sahne benim üstümü değişip sırtıma pelerin atarak yenilmez kahraman Süpermen'e dönüştüğüm telefon kulübesi midir? Belki, hatta muhtemelen evet! Hangimiz için öyle değildir ki? Hepimiz, bu dünyada çok geçerli bir amaç için mükemmel bir şekilde dizayn edilmişizdir ve rollerimizi mükemmel şekilde oynarız, tabii eğer fırsatını bulmuşsak... Bir alanda mükemmel yetenekli olan kişi, diğer alanda tam bir aptal da olabilir elbette.
KİM KUSURSUZ Kİ
Einstein olabilirsin, ama belki giyim zevki konusunda sınıfta kalırsın.
Oscarlı oyuncu olursun, sosyal hayatta utangaç biri olabilirsin. Müthiş arazi kabiliyetiyle donanmış bir dört çeker araç olarak yaratılmışsındır, ancak virajda spor arabanın tozunu yutarsın.
Tüm ülkenin kahramanı, kurucu lideri olursun, kendi aileni kuramazsın.
Genel bir babalıkla yetinirsin. Kim her alanda kusursuzdur ki? O yüzden, 'Yahu bunca yeteneğin var ama şu işte çuvalladın.' diyenleri çok umursamam.
Terzinin kendi söküğünü dikemeyebileceğini çok iyi bilirim. Her canlı, kendi ortamı için dizayn edilmiştir. Yerde çırpınmakta olan bir köpek balığı yavrusuna şaşırabilir misin? 'Aa şuna bak! Daha dün denizde efe efe geziyordu' diyebilir misin? Herkes, fıtratına uygun alanın kahramanıdır zaten. Einstein'in o meşhur sözünde olduğu gibi: 'Bir balığı ağaca çıkma yeteneği ile değerlendirecek olsanız, balık ömür boyu geri zekalı olduğunu zannedecektir.' Belki henüz yeteneğinizi sergileyecek fırsat çıkmamış olabilir.
Siz yine de kendi kıymetinizi bilin. Yoksa inanın bir başkası asla bilmeyecek.
BİLGİ İN, BİLGE OUT
Hazırlop şöhretin direkt yolu olan internet, bizi bilgiye kestirmeden ulaştırıyor. Bu harika! Ancak bu işin ağır bir de bedeli var. Artık ederimizi takipçi ve beğeni sayılarımız belirliyor.
Çoğunluğun ezici vasatlığı, bilgiye ayıracak zamandan çalıyor. Bir işte usta olmak için gereken sürece, meslekteki aşamalara duyulan saygı hızla yok oluyor. Sonuç:
Üstadların demode, tribüne oynamanın kural olduğu yeni bir kültür yapısı! Usta çırak ilişkisinin bile gereksizleştiği, pırıltılı olsa da edepsiz ve görgüsüz bir çağ!