Eski bir Cüneyt Arkın filmi... Kör bir savaşçı olan kahramanımız, atı üzerinde bir yerleşkeye gelir.
Atından indirirler. Köyden kaçmakta olan Bizanslı düşman, çöl boyunca kaçıp uzaklaşmaktadır. Görünüşe göre, arayı da hayli açmıştır.
Cüneyt baba, 'Okumu verin bana' buyurur. Verirler. Ardından boş bakan gözleri ile oku kavrar. Kulağını düşmanın kaçtığı yere döner.
Odaklanır. Eliyle de çevresindekilere sessiz olmaları uyarısında bulunur.
Düşman arkasına bakarak kaçmaya devam eder.
Savaşçı kahramanımızın acelesi yoktur.
Bekler de bekler. Sonunda nişan alıp oku fırlatır.
Görmeyen gözleri ile adamı aşil tendonundan vurup yere serer.
Adam can acısıyla bir feryat koparır.
Burada, Cüneyt Arkın bence dünya sinema tarihine geçecek komiklikte bir replik savurur:
'Bağırmayacaktın Anton!' Sonra gülümser ve devam eder: 'Artık ağzının yerini biliyorum...
'Sonra sadağından acele etmeden bir ok daha çıkarıp yayına yerleştirir.
İkinci ok, Anton'u ( Kahramanımızın tam da söz verdiği gibi) ağzından şişler. Kahkahalarla izleyeceğiniz bu hamasi sahneyi bir yana bırakıp günümüze geçelim.
GÜÇ VE ZENGİNLİK
Sapiens kitabının yazarı ünlü tarihçi Yuval Noah Harari'nin yeni kitabı '21. Yüzyıl için 21 ders' çıktı. Yine bir solukta okuduğum bir kitap oldu.
Gelecekle ilgili pek çok çıkarımda bulunan tarihçi, güç ve zenginliğin tarihini de anlatırken, uygarlığın ilk yıllarında en büyük zenginlik kaynağının toprak olduğunu anlatıyor.
Aslında toprak bugün de önemli ancak birinci önem sırasında değil.
Günümüzde, gücün tamamen bilgiyi elinde tutmakla ilgili olduğunu söylüyor Harari. Modern çağda, bilgi en önemli şey ve gittikçe de artıyor önemi.
Google ve Facebook gibi çağdaş bilişim uygulamaları, bilgiyi bizden gönüllü olarak alıyor ve bizleri devletler ve büyük şirketler için birer mahsul haline getiriyor.
Harari'nin deyimiyle, insanlar eposta hizmeti ve komik kedi videoları karşılığında kişisel verilerini gönüllü olarak veriyorlar.
Siz, her gün instagramdan şahsi hayatınızın en ufak detayına kadar dünyanın hizmetine sunuyorsunuz.
Bu, yerlilerin topraklarını sömürgecilere üç beş renkli boncuk karşılığında vermeleri ile aynı şey, diyor Harari.
Özellikle iş başvurusu yaparken özgeçmişiniz yerine sosyal medya hesaplarınızın incelendiğini, şahsi resimlerinizin kopyalanıp yetişkin sitelerinde kullanılabildiğini düşündüğümüzde, bu konuda ne kadar dikkatli ve seçici olmamız gerektiğini anlarız.
Sosyal medyada özel hayatımızı neredeyse 'bağırdığımız' için egemenler ve şirketler 'artık gönlümüzün yerini' biliyorlar. Bağırmayacaktık Anton...