• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yeni bir iş fırsatı demeyin bana HAKAN URGANCI

Yeni bir iş fırsatı demeyin bana

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29 Eylül 2018, 22:44

"Seni Bir toplantıya götürmek istiyorum." Bir arkadaşım böyle söylemişse, hemen beynimde alarm zilleri çalmaya başlar.
Birlikte bir yönetim kurulunda değilsek eğer, bu arkadaş beni ne toplantısına götürecek? Hemen sorarım:
"İş toplantısı mı bu ?" Şaşırır. "Evet, nereden bildin?" "Peki, bu yeni bir iş fırsatı mı?" Daha da şaşırır. "Sen biliyorsun galiba.
Götürdüler mi daha önce?" "Götürmek ne kelime! Sen giderken ben dönüyordum!" "Anlayamadım?" Ardından, beni çağıran kişiyi çağırdığına çağıracağına bin pişman edecek bir monoloğa girişirim.

SATIŞ ZİNCİRİ

Bahsettiği şey, (pek çok ismi olsa da) aslen, bir zincir pazarlama işidir. İlk olarak bir bakım ürünleri firmasının yaygınlaştırdığı bu sistemde, adaya, satılan ürünlerin müşteri memnuniyeti odaklı olduğu, dolayısıyla reklama harcanacak paranın satıcıya ödenmesi üzerine kurulduğu söylenir. Yani sen sisteme üye olursun.
Memnun kalırsın. Sonra ürünleri (aslında üyeliği) üç arkadaşına satarak masrafını çıkarırsın. Onlar da üçer arkadaşına satar, bu kez para kazanmaya başlarsın. Yani sana (sözümona) aşağıdan yukarıya, zincir halinde para akmaya başlar. Aslında çoğunlukla o sistem tıkanır, sen yine satış yapmak isteyenlere sistemi anlatır durumda bulursun kendini...

KOLAY BAŞARI

Toplantılarında, büyük otellerde, sıfırdan zirveye çıkan, şimdi katları yatları olan 'üyeler' sana başarının ne kadar kolay ulaşılabilir olduğunu anlatır. Bu 'Amerikan rüyası' (!) , dünyada çeşitli şirket isimleri ve çeşitli ürünlerle öylesine yaygınlaşmıştır ki, (Temizlik ürünleri, sağlık çayları, gıda takviyeleri, internet siteleri) bizden bazı uyanıklar işin farkına varır. 'Ulen madem aslında ürün değil üyelik satmak önemli, biz bu işi direkt para üzerinde yapalım!' derler ve işi altın gününe çeviririler. Artık ortada bir ürün de yoktur, direkt para vardır. İyi de Allahın safları, adamlar aptal mıydı o kadar şirket kurdu, fabrika kurdu? İşi yasal zemine oturtmadan vergisiz para toplamaya kalkar, bir de üstüne basını cezbedecek lüks partiler yaparsan, maliyeyi de emniyeti de üzerine çeker, içeri girersin.
Bu sistemin iki cazip yanı vardır:
1. Küçücük bir sermayeyle zengin olma hayali
2. Eğer iyi satış yaparsanız egonuzu müthiş şişirmeleri. Bir salonda rock star gibi alkışlanmak...
Bu zincirlerin ülkemizde bilinen ismi, Saadet Zinciri'dir. (Tabii bu işi yasal yoldan yapan firmaları tenzih ederim ama onlar da örnek alındılar model olarak) Aslında teknik ismi başkadır. Matematiksel bir model olan bu sistemin adı, 'Ponzi zinciri'dir.
Sadece kısa yoldan köşeyi dönme için bu sisteme girenler bilsin ki, ilk üyeler gerçekten bu satıştan büyük paralar kazanabilirler. Sonrakiler elini havaya açar. Yani matematiksel olarak, Ponzi zinciri kısa zamanda çökmeye mahkum bir iştir. Araştırabilirsiniz.
Aslında her işe doğru beklentilerle girersek sorun yok. Siz ürüne bakın.
Gerçekten işime yarıyor mu?
Çevreme bir yarar sağlar mı? Eğer bu işe bir takım ürünler alıp satmak, kendi ihtiyaçlarınızı temin etmek, evde oturmak yerine üç beş kuruş para kazanmak için giriyorsanız ne ala. Hoş bir hobi olabilir. Yani beklentinizle kazandığınızın arasında büyük fark oluşmamalı. Hatta büyük otellerde satış kotanızla övünmek, insanlara kendinizi alkışlatmak için giriyorsanız da sorun yok. Özgüveninizi artırabilir. Aksi halde, 'Seni bir toplantıya götüreyim mi?' lafından bir huylanmanızda yarar var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.