Son yılların en popüler tatil beldelerinden Selimiye, Marmaris'e bağlıdır.
Öncelikle yatçıların bağlama limanı olarak tanınan belde, Göcek gibi güzel bir tekne gezi alanı sunar. Aslında küçücük bir yerdir. Bir uçtan diğer ucunu rahatlıkla görebilirsiniz. Sahil boyunca üç dört küçük butik, bir bar, iskelesi ve restoranı olan sekiz on küçük otele ev sahipliği yapar. Son yıllarda özellikle yatçıların ihtiyaçları göz önüne alınarak (en azından ben öyle düşünüyorum) bir de Macro Market açılmış. Selimiye'nin bittiği uçta iki otel vardır. Bunlardan biri, daha önce Admiral Beach olan düzgün işletme, Solto Otel'e devredilmiş. Otel renove edilerek yine güzel bir alternatif olarak bize hizmet verdi.
GÜN BATMADAN GİTMELİ
Selimye'de iki gece konaklayacağımız için ilk gece yemeği belde dışındaki bir yerde yemeyi uygun bulduk. Söğüt'te bulunan Manzara Restoran için bölgenin en iyi restoranlarından biri yakıştırması yapılır.
Denemek istedik. İyi de yaptık ama zamanını tutturamadık. Söğüt'e tepeden bakan Manzara'nın ismini hak ettiğini söyleyelim ve terasta bu manzaranın keyfini çıkarmak için mutlaka gün batmadan orada olmalısınız. Gece bütün büyüsü kaçıyor çünkü, özelliği kalmıyor. Sadece yemekten keyif almak zorunda kalıyorsunuz.
Yemek demişken... Et ve balık sunan restoranda menü bulunmuyor çünkü yiyecekler her gün değişebiliyor. Burası bir aile işletmesi. Genç personel mükemmel.
Beş yıldızlı bir servis ve bilgi alıyorsunuz.
Bir aile işletmesinin samimiyeti ile Michelin yıldızlı bir restoranın profesyonelliğini bünyelerinde birleştirmişler ki bu yakalanması çok zor bir denge.
PAHALI DA UCUZ DA DEĞİL
Ne yedik? Özel bir keçi peyniri ve zeytinyağı ile başladık. Taze yapılmış balık tarama, kızgın tereyağında hemen önümüzde sarmısakla dövülen köz patlıcan, sarmısaklı yoğurtla servis edilen deniz börülcesi ve karides mantı derken, benim diyen vampiri kaçıracak miktarda sarımsak tüketmiş olduk. Finalde de tava edilmiş soğan ve portakal kabuğu üzerinde ahtapot ızgara ile finali yaptık. Güzel miydi? Kesinlikle. Doyduk mu? Evet.
Pahalı mıydı? Neye göre? Çeşme'de ya da İzmir'de düzgün bir balık restoranında yiyeceğinizden pahalı değildi ama ucuz diyeni de dövmek lazım. Özellikle manzara için gidin, derim. Kahvaltıya da açıklar.
En azından aynı manzarayı çok daha makul fiyatlarla deneyimleyebilirsiniz.
Selimiye pek rüzgar tutmadığı için suyu göl gibidir. Hem düzgün, hem sıcak. Günün her saati denize girebilir, dipteki taşları rahatlıkla sayabilirsiniz.
Sakinlik ve huzur arayanların odak noktasıdır. Gün batımındaki renk cümbüşü ise insanı delirtir. İkinci gece, meşhur Sardunya'ya yer ayırtmadığımız için yine sahildeki Iskarça restoranda yedik. Burada normal fiyatlarla lezzeti yakalayabiliyorsunuz.Bazı yerler vardır ki, aylarca kirlenen zihninizin zeminini arıtmak için birebirdir. Selimiye zihninizin tıpasını çeken, işte böyle bir yer...