Hakan Urgancı

KARIŞMA!

Memlekette deprem olmuşken hele pandemi şiddetle devam ederken Şeyma Subaşı'nın verdiği cadılar günü partisi çok konuşuldu.
Çok kınandı. Normaldir. Toplumsal felaket yaşanan günlerde edep ve nezaket ne emreder? En azından bir kaç gün, insanların acısı soğuyana kadar sosyal medyadaki eğlenceli paylaşımlara bile, ara vermek değil mi ? Yani sesimizi biraz kısmak, daha az görünür olma çabası içinde olmak... Taziye evinde nasıl davranıyorsak öyle davranmak... çünkü öyle günlerde ülke bir tür taziye evi olur.
Ateş sizin eve değilse bile komşunun evine düşmüştür. Komşudan cenaze kalkmışken siz yanda partilemezsiniz.
İnsanım. Ben de bu durumlarda böyle eğlenceli paylaşımlar gördüğüm zaman içimden söyleniyorum. Ama... aması var.
Yine de bunu yapanları uyarmaya ayar vermeye hesap sormaya çalışmıyorum.
Çünkü bu masum görünen eylemin olası daha tehlikeli sonuçları olabileceğini görüyorum.
Burası yine de sosyal medya.
Herkes kendi sayfasını arzu ettiği gibi doldurabilir. Hakkı var. Kimseye kendi sayfasında karışmaya hakkım yok.
Benim dostumsa belki uyarabilirim o da belki...
Bugün bu davranış iyi niyetli ve masum olabilir ancak yarın aynı davranışın diğer ucunda insanların neyi düşündüğüne neyi giydiğine neyi içtiğine karışma hakkını kendinde bulan bir takım karanlık tiplerle aynı skala üzerinde bulursun kendini...
Neyi niye kutlayacağını sana söyler.
Neye ne kadar üzüleceğimi tarif eder sosyal medya polisi... Sen onlardan olma bence...
Karşıdakinin paylaşımlarını yersiz ve edepsiz mi buldun ? Elinde bir imkan var. Takibi bırak diye bir tuş var ya.. Bas ona! Maliyeti de yok sana...
Ne sanıyorsun yani ? Ona ailesinin veremediği terbiyeyi sen mi vereceksin bu saatten sonra ?
NEDEN DOST KALAMIYORUZ?
Neden ayrılınca hep kötü şeyler hatırlanır ? Hiç mi iyiliğimiz dokunmamıştır? Ya da eşimiz çok mu vefasızdır ? Hiçbiri. Hafıza, duygularla çalışır. Mesela şu instagram'daki anı fotoğraflarınıza bakın.
Tek tuşluk canları var. Hemen silinebilirler.
Kağıda basılmış fotoğraflar daha dayanıklıdır. Yine de zamanın etkilerine karlı en iyi korunan fotoğraflar bir çerçevede saklananlardır. İşte güçlü duygular da bunu yapar. Anıyı çerçeveleyip hafızanızda saklarlar.
Buraya kadar tamam da yazar efendi , peki neden hep kötü şeyleri anımsıyoruz ? Sadece kötü duygular mı güçlü ? Elbette hayır. Ancak beynin kötü anılara pozitif ayrımcılık yaptığını söyleyebiliriz. Hatırlayın da bir daha başınıza gelmesin diye... Yani sizi hayatta tutmak için.
Yine de en iyisi, anlaşamadığımıza net karar verince ayrılmak. Tüm duyguyu tüketince ayrılanlar eski sevgiliyle dostça ayrılamazlar. O zaman da boşanma davaları bir kabusa dönüyor.
Çünkü kimse eski bir dosttan ayrılır gibi ayrılamıyor. Ayrıldıkları azılı bir düşman oluyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.