Popüler bir dizide, çilehaneye çekilen karakterimiz, dışarı çıkması istenince şunu söylüyor: "Ben buradan çıkarsam öfkem de çıkar kızgınlığım da utancım da..." Ne doğru bir gözlem...
Kadınlar, küsmeyi erkeğe yakıştırmayıp küçümsüyor. Erkekliği, erki öylesine istiyor ki kadın, pasif bir erkekle baskıcı aktif bir erkek arasında seçim yapması gerektiğinde içgüdüsel olarak, baskıcı erkeği seçebiliyor. (Tabii ki sonra bu seçiminin sonuçlarını ağır ödüyor ama o durum bu yazının konusu değil.) Hoş, belki küsmeyi erkeğe yakıştıramıyor, belki de bu imtiyaz sadece kadının elinde kalsın istiyor, kim bilir...
YOLLAR TÜKENİNCE
Küsen erkek öylesine küçümseniyor ki neredeyse erkek nüfusundan sildiriliyor, dudak bükmenin eşlik ettiği bir de sıfat yerleştiriliyor. "Prenses erkek!" Evet, yeni bir çağı yaşıyoruz. Kadının ekonomik hayata katılımı, kadın ve erkek arasında avcı toplayıcı dönemden beri var olan sözsüz iş birliği anlaşmasını sonsuza dek değiştirdi. Hayata daha aktif katılan kadın, ister istemez yeri geldiğinde erkekleşmek zorunda kalıyor. Dualitenin gereği olarak erkekler de eskiye nazaran dişileşiyor.
Daha hassas, duygularını daha çok ifade eder duruma geliyor. Burada kadın hayattan daha fazla pay isterken (yani değişirken) erkeği değişmesin, onun rolü aynı kalsın istiyor ama çiftler arasındaki etkileşim gereği, erkeğin değişmeden kalması eşyanın tabiatına aykırı. Daha naif bir erkeğin küsmemesini istemek de ne kadar gerçekçi bilinmez.
"Ne o öyle trip atmalar!" diye kızıyor yüzeysel olanı. Küsen erkeğin partneri daha derin ve entelektüel kadın ise o da şu yorumu yapıyor: "Küsmek, karşıdakini yokluğu ile cezalandırmaktır.
Sen şimdi beni cezalandıracağına yeni iletişim yolları denemelisin..." Oysaki küsme işi diğer yollar tükendiğinde başvurulan ilk yöntemdir. Ya da şöyle diyelim; şiddete yönelen kişi, (bunu asla şiddetin bahanesi olarak görmeyin) çaresiz hissediyordur kendini.
Şiddetten önceki ilk duraktır küsme.
ZAMAN TALEBİDİR BELKİ
Küsen erkek sevilmez ama aslında küsebilen erkek naiftir, candır. Kolayı küsmemektir aslında. Aslan gibi naralar atıp masaya yumruğunu vuran maçonun küstüğünü göremezsin. Çünkü ihtiyacı yoktur. Kadını kırıp dökme pahasına istediğini elde eder. Salak mı, niye küssün çocuk gibi, değil mi? Darılan küsen erkek illaki sizi cezalandırıyor olmak zorunda değildir. Bilakis, ağzından yanlış bir şey çıkıp sizi daha fazla incitmemek için kızgın motorunun soğuması için zaman talep ediyordur çoğunlukla. Üstüne gitmeyin.
Küstüğü düşünülen erkeğin mesafesi ve suskunluğu, Cüneyd'in kendini kapattığı çilehaneden başkası olmayabilir.
