• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Net bir iletişim dili HAKAN URGANCI

Net bir iletişim dili

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Eylül 2024, 00:11

Yeni bir yardımcımız oldu. Çok tatlı ve güler yüzlü biri ama elbette adı üstünde 'yeni'. Yeni ne demek? Bir alışma ve birbirini tanıma süreci demek.
Geçenlerde ailece oturmuş, çay içiyoruz.
İlk bardaklar boşaldı. İkinci bardakları doldurma vakti, ama bizimki doğal olarak soruyor. Herkes ikinci bardağı isteyecek değil ya? Babam, 'alırım' dedi. Sonra benimki boşalınca yardımcımız sordu. 'Hakan sen de ister misin?' Ben de hafifçe dönüp 'lütfen' dedim. Baktım benim çay bir türlü gelmiyor. Gülümseyerek hatırlattım: 'Ee noldu bizim çay?' Çaresizce avuçlarını iki yana açtı: 'Sen istedin mi, istemedin mi ben anlamadım.'

-Olur mu? Lütfen dedim ya...
-Lütfen ne demek? İstiyor musun istemiyor musun?
İster istemez bir kahkaha attım.
-Lütfen demek ne ola ki? Lütfen başka çay verme olabilir mi?
-Valla ben anlamadım. Bana dümdüz evet ya da hayır dersen...
Şaşırmıştım. Benim için doğal (ayrıca kibar) olan bir ifade, biri tarafından net algılanamayabiliyordu. (Bu aygıt geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacak ) Her olayda olduğu gibi bunda da kendime genel bir izlek, bir ders, bir ana fikir çıkarabilmiştim.
"Sen ne kadar kibar olduğunu zannedersen zannet, iletişim iki kişilik bir danstır. Bazen komutlar net ve anlaşılır olmazsa sorun çıkabilir. Üstelik, anlaşılırlık, anlaması gerekenin dil ölçütlerince bir anlaşılırlık olmalıdır, anlatanın dil ölçütlerince değil..." Hiçbir yerleşik kural yok yere çıkmıyor. İhtiyaç, icadın anası oluyor. Askerlik yapanlar bilir, bu sebeple askerde 'emir tekrarı' diye bir şey vardır. Emrin anlaşıldığı tekrarlanmalıdır.
Her tür ilişkide de anlaşılırlık ve netlik önemli. Bazen kadınlarla ilişkilerde bile bu böyle. Sen kendince süslü tariflerle romantik olduğunu sanıyorsun ama bu karşındaki kadına geçmiyor. Net bir ifade istiyor: "Güzel konuştun ama daha net olmalısın. Beni seviyor musun, sevmiyor musun?

"YAŞAMADAN ÖLMEZSİN
'Kul kınadığını yaşamadan ölmezmiş' şeklinde bir hadisten söz edilir. Böyle sahih bir hadis olduğu net değildir. Yine de bu söz toplumca çok kabul görmüş bir ifade olup ben de bu sözün bir evrensel yasayı dillendirdiğini düşünürüm. Böyle düşünememe rağmen insanım. Çoğu zaman yargılayan zihnimi susturamam. Kendimi insanları yargılarken bulurum. Bu durumlardan biri hep uçaklarda başıma gelir.
Bence uçak yolcuları ikiye ayrılır: 'Uçak durunca kapının açılmasını ayakta bekleyenler ve oturarak bekleyenler...' Ben oturarak bekleyenlerden olduğumdan ayakta bekleyenleri hiç algılayamam. Ne gerek vardır ki? Uçaktan çıkmamız arasında bir iki dakika fark olur sadece... Bu yüzden onları sabırsız , aceleci ve saf olmakla suçladığımı itiraf ederim. Sen misin yargılayan?
Geçen gün uçak durur durmaz ilk ayağa kalkanlardan biri oldum. Yolculuk boyunca korkunç bir bel ağrısı çektiğim için bir dakika daha dar koltukta oturacak takatim kalmamıştı. Hemen ayağa fırladım. Fırlamamla beraber bir rahatlık ve aydınlanma hissi birlikte geldi. Yaa, Hakan efendi! Sen misin milleti yargılayan? İlahi sistem adama böyle öğretir işte...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.