Kriz çözülüyor
***
Başbakan'ın yemin meselesinin halledilmesi konusunda çözüm kapısını hep aralık tuttuğu nereden belli? Şuradan: Birincisi Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olması. Bu yöndeki irade bütünüyle ve bütün alt düşünce unsurlarıyla Başbakan Erdoğan'a ait bir iradedir. Şimdi yazacağım cümle TBMM Başkanı, çok değerli devlet adamı Cemil Çiçek'i küçültmez, ancak bilinmelidir ki Cemil Çiçek'in Meclis Başkanı olmasından beklenen öncelikli fayda, bu yapay yemin krizini çözmesidir. Çünkü bu tarz bir krizi çözme potansiyeli olan yegane politikacı Cemil Çiçek'ti. Bu yemin krizi olmasaydı Cemil Çiçek yine Meclis Başkanı olur muydu? Çok emin değilim. Başbakan Erdoğan'ın CHP ve BDP'nin Meclis'te yerlerini almalarını istediğini gösteren ikinci vaka AK Partili Mustafa Elitaş'ın "15 Temmuz'a kadar Meclis'e gelmezlerse vekillikleri düşer" sözüne verdiği tepkidir. Başbakan biraz da grup başkan vekilini refüze ederek "sürç-i lisan etmiş, öyle bir şey olmaz" demiştir. Aslında ortada bir "sürç-i lisan" filan yok, AK Partili grup başkan vekili bal gibi doğruyu söylüyor. TBMM İç Tüzüğü'nü okuyanlar 5 kez birleşime katılmayan milletvekilinin bu statüsünü kaybedeceğini görür. Ama anlaşılıyor ki Başbakan bağcı dövmek niyetinde değil, ki bu da hepimizin sevinmesi gereken bir durum.
***
Nitekim her şey bu istikamette cereyan ediyor. Dün CHP lideri Kılıçdaroğlu ile Meclis Başkanı Cemil Çiçek ilk görüşmelerini yaptılar. Kılıçdaroğlu'nu görüşme sonrası TV'den izledim. Meclis Başkanı'na söylediğini ifade ettiği argümanların tek kelimesi bile inandırıcı ve dürüst değil, ancak bütün bunlara rağmen sorunların çözümüne dönük bazı çalışmaların yapılması kararının alındığı anlaşılıyor. Öyle anlaşılıyor ki yemin krizi, rejimin "kuvvetler ayrılığı" ilkesini biraz örseleme pahasına da olsa, bir şekilde çözülecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.