• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Operasyon iki

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22 Kasım 2011, 18:59
Benim İzmir Belediyesi'ne dair belirli bir kanaatim var: Başkan Aziz Kocaoğlu dürüst bir insan, ancak onun belediye kadrosu konusunda hiç iyi kanaatlere sahip değilim. Zira bu kadro yaratıcı ve çalışkan bir kadro olsaydı İzmir'i uzun yıllardır yöneten CHP'li belediye başarılı bir belediye olarak anılırdı. Başkan Aziz Kocaoğlu'nun dürüst ve çalışkan bir başkan olması hiçbir sorunu halletmiyor. Unutulmasın ki bu tür ekip çalışması gerektiren kurumlarda "şeyh uçmaz, müridler uçurur." Beceriksiz ve şehircilik anlamında yaratıcılığı olmayan Büyükşehir kadrosu tel tel dökülüyor şimdi. Hepimizin tecrübelerimizle bildiği bir gerçek var: Bir belediyede güçlü liderlik yoksa ve insan kaynakları şehre dönük bir büyük vizyonla hem hal olmamışlarsa orada muhakkak yolsuzluk ve usulsüzlük vakaları görülür. Hizmet düşüncesinden uzaklaşmış kamu personeli nefsini düşünmeye ve onun arzularına itaat etmeye başlar. İzmir Belediyesine dönük operasyonun şimdilik ayrıntılarına girmek istemiyorum; ancak şu kadarını söyleyeyim ki hukuk, olmayan bir şeyin üzerine gitmez. "Bu siyasi bir operasyondur" diyerek yolsuzlukların araştırılmasını engelleye çalışmak da unutmayalım ki yolsuzluğun bir başka türüdür.
Zamanlama konusuna gelince: denebilir ki, "yargının bir zaman politikası olmaz, yargı sadece işini yapar, gerisi yargıyı ilgilendirmez." Bu görüş esasen doğru ve hukuk devleti anlayışına uygun bir görüştür. Ancak, bu ilginç zamanlamalar tekrarlanmaya devam ediyorsa, o zaman bizim de kafamız karışır. Seçimin hemen arefesinde birinci operasyon, belediye başkanı şehri için yurt dışında EXPO mücadelesi verirken ikinci operasyon.
Evet, maalesef Türkiye'nin bir de böyle bir sorunu var şimdi: görevini yaparken yaptığı doğru işin yanına bir de işgüzarlık ekleyen savcılar sorunu.

"BEDELLİ"DE MUTLU SON

Önce 17 Kasım 2011 tarihli yazımda yaptığım bir hatayı düzeltmek istiyorum. Yazımda bedelli askerliğin çıkmasının yararlarından söz ettiğim paragrafta şöyle bir cümle yer aldı: "Hayatta kalanlarının önündeki engel ortadan kalkacak." Vahim bir hata. Sebebi de, mazeret değil ama, Ipad denen aletin bana oynadığı oyun. Cümle aslında şöyleydi yazımda: "Hayat planlarının önündeki engel ortadan kalkacak." Düzeltir, okuyucularımdan özür dilerim. Gelelim şimdi bedelli meselesine. Başbakan açıkladı, bedelli askerlik düzenlemesi hayata geçiyor. 30 bin lira verecekler bu haktan yararlanacak olanlar. Bu iyi bir para. Üstelik bu para şehit ve gaziler için harcanacak ki, son derece sevindirici bir uygulama. Diğer yandan hükümet bedelli askerlik meselesini ele alırken anlaşılıyor ki çok titiz davranmış. Yaş sınırının 30'a çekilmesi böyle bir titizliğin sonucu. Bu yaş sınırı kamuoyunda gelişecek muhtemel tepkileri bir ölçüde azaltacak nitelikte. diğer yandan 21 günlük askerlik eğitimi zorunluluğu da bu bedelli uygulamasında kaldırılmış. Bu da çok doğru bir karar, zira son derece zorlama, masraflı ve lüzumsuz bir uygulamaydı bu.
Türkiye ciddi bir kitlesel sorunu da barış ve uzlaşma içinde aştı. Şimdi sakin kafayla ordumuzu güçlendirecek yeni programlar üzerinde durma ve profesyonel ordu meselesine kafa yorma zamanı.
Unutmayalım, 10 sene sonra bedelli askerlik sorunu yine önümüze gelecek. Oysa profesyonel ordu hayata geçtiği zaman ne bedelli askerlik ne de vicdani red gibi bir sorun olacak hayatımızda.
Bedelli askerliğin çıkmasını bekleyenlere hayırlı olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.