Batı'nın hasta kafası: Oryantalizm
Bu kitap doğu-batı ilişkilerine yeni bir yorum getirmiştir.
Said'e göre Batı bilgi-iktidar ilişkisinden hareketle, kendini tanımlamak, sömürgeci niyetlerini haklı göstermek ve bu amacını gerçekleştirmek adına hayali bir Doğu üretmiştir. "Ben ve diğerleri"
ayrımından hareketle dünyanın merkezine kendisini koyan Batı, Ortaçağ'dan itibaren Doğu kültürleri, medeniyetleri ve inançları etrafında başlattığı şarkiyat çalışmalarıyla kendi Doğu'sunu oluşturmuş, bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan ve akla gelen bütün olumsuzlukların yüklendiği Doğu imajını günlük hayattan siyasete, sosyal bilimlerden güzel sanatlara kadar hemen hemen hayatın her sahasında kullanıma sokmuştur.
***
Batı'nın bu hasta kafasını ve zihin gerisini, 19. Yüzyılda Namık Kemal'in Renan Müdafaanamesini filan saymazsak, ilk teşhis ve deşifre eden Cemil Meriç'tir.
Said'in eseri hakkında Türk Edebiyatı dergisinin Aralık 1982 sayısında "Bir Çıkmazda Dolaşırken" başlığıyla bir tanıtım yazısı kaleme alan Cemil Meriç, Batı'nın maddi ve manevi tahakkümü altında susan, susmaya mahkum edilmiş Doğu'nun duygularına tercüman olmuştur:
"Said'in kitabı dokunulmaz birer hakikat diye yutturulan hain ve sinsi yalanları bir bir deviriyor. Düşünceye çağıran bir düşünce kitabı, aydınlık, öğretici... Uyuşuk zekaları tokatlayarak uyandırmaya çalışıyor. Yalancı Avrupa ve şuursuz Ortadoğu insanı. Oryantaliz, üzerinde çok konuşulan bir kitap, daha doğrusu, konuşulması lazım gelen. Filistinli bir Arap üçüncü dünyanın ne korkunç bir gaflet içinde
bocaladığını sergiliyor; ağlarını dünya üniversitelerine ve basınına geren bütün bir uzmanlar güruhunun karşısına "sizi yalancılar" diye çıkıyor."
***
Edward Said'in Oryantalizm adlı kitabını köşeme taşımamın nedeni bu değerli eserin Batı'nın bugün bize bakışını izah eden bir yanının olmasıdır.
Bu kitap batı zihninin içinde nasıl bir doğu kodlaması olduğunu gösteriyor bize.
Bunu anladığınız vakit bugün ünlü gazete ve dergilerde çıkan yazıların niye çıktığını, batılı aydının Başbakan Erdoğan'ı aslında neden hiç sevemediğini, Türkiye'nin gelişmesini ve modernleşmesini tamamlamasının batılıyı neden huzursuz kıldığını anlıyorsunuz.
Türkiye batı zihninin doğu için belirlediği tüm ölçüleri parçalayıp atmıştır son 10 yılda. Batı zihninin ve düşünme biçiminin ayarını bozan bir gelişmedir bu. O nedenle de bu tarihsel- felsefi-kültürel kökenleri olan düşünce biçimi batılı aydını tam bir kafa karışıklığı içerisinde bocalatmaktadır.
"Tayyip Erdoğan Türkiye'yi kalkındırdı, modernleştirdi, demokratikleştirdi ama sultan ve halife olmak istiyor" şeklindeki saçmalığın çıktığı zihin, işte bu hasta oryantalist kafanın içinde yaşıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.