2013'te terör sorunu çözülür mü?
Oysa burada düşünce biçimimizi etkileyen, hem de olumsuz yönde etkileyen bir kavramsal yanlış yapılıyor. Evet, Türkiye'nin bir Kürt meselesi vardı. Neydi o mesele? Türkiye'nin vatandaşları olan Kürtler sahip olmaları gereken doğal insani haklarına sahip değillerdi. Kimlikleri kabul edilmiyordu, dillerini istedikleri gibi kullanma ve geliştirme hakları yoktu, TV ve diğer iletişim araçlarını kendi dilleriyle yayınlama imkı verilmiyordu. Bütün bunlar Kürt sorunu kavramını gündemimizde sürekli olarak canlı tutuyordu.
***
Ancak, Türkiye bilhassa son on yılda baş döndürücü reformlar yaptı, Kürtlerin haklarını özgürce kullanabilmeleri konusunda çok geniş bir toplumsal mutabakat oluştu. Demokrasimiz herkesin düşüncelerini özgürce ifade edebileceği bir olgunluğa erişti. Bugün "Kürt sorunu" derken kastedilen hususların neredeyse hepsi demokrasinin imkıyla çözüldü ve üstelik Kürtlerin kendi kimlik ve kültürel haklarına kavuşması hiçbir Türk'ün rahatsız olmadığı bir süreç olarak yaşandı.
Şu an da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her Kürt kendi dilinden 24 saat Kürtçe TV izleyebilir; çocuğuna devlet okullarında Kürt dilini öğretebilir, mahkemelerde istiyorsa Kürtçe ifade verebilir ve tabi her Kürt kendi kimliğiyle onurlu bir vatandaşlık yaşayabilir. O nedenle kimse kimseyi kandırmasın ve bu kavram krizinden kendisini kurtarsın. Türkiye otuz yıllık bir kafa karışıklığının ardından Kürt sorununu olabilecek en sancısız biçimiyle çözmüştür.
***
Terör sorununu Kürt sorunu olarak gören ve telaffuz eden bir kafa karışıklığı otuz senenin ürünüdür. |
Son bir yılda etkisiz hale getirilen terör örgütü üyesi sayısının bin olduğunu söylersek durum daha iyi anlaşılır.
İşte böyle bir durumda Türk hükümeti inisiyatif alıyor ve Kürt sorunundan sonra terör sorununu da çözmek için harekete geçiyor.
Bir taraftan İmralı'da yatan terör örgütü liderini devreye sokuyor, bir yandan uluslar arası ayağını kontrol altına almaya çalışıyor, bir yandan örgütün gelir kaynaklarını kurutuyor; bir diğer yandan da güvenlik güçlerimiz PKK'lılara dağları zindan ediyor. Bütün bunlar koordinasyon içerisinde yapılıyor.
Ben bu akıl ve kararlılıktan beslenen çözüm iradesinin ülkemizi 2013'te terör belasından kurtaracağını ümit ediyorum ve ortaya çıkan bu yeni tabloyu gerçekçi buluyorum.
Not: Fethi Doğan Öner'i kaybettik, ona Allah'tan rahmet, eşi Nesrin ve oğlu Yiğit'e acil şifalar diliyorum. Yeni Asır camiasının başı sağ olsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.