• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Bir dil düzeltmesine davet

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 23 Mayıs 2013, 20:00
Öncelikle bir tespit yapalım: Türkiye sosyolojik olarak dikensiz gül bahçesi bir ülke değildir. Tarihten intikal eden birçok sorunla beraber yaşamaya mecbur bir ülkedir. Buna karşılık Türkiye, batıdan farklı olarak, etnik farklılıkların, inanç çeşitliliğinin çatışmacı kültür ürettiği bir yer değildir. Bunun en önemli iki sebebi şudur: Birincisi Müslümanlık bu coğrafyada hangi farklılığa sahip olurlarsa olsunlar tüm unsurlar arasında bir düzenleyici ve tayin edici müşterek üst kimlik olmuştur. Ünlü tarihçimiz Prof. Halil İnalcık'ın bu konuya ilişkin yazı ve konuşmalarını herkese tavsiye ediyorum. İkinci sebep Türk milletinin tabiatıdır. Türk milleti ırkçılık ve ayrımcılık bilmeyen bir millettir. Tarihin içindeki tüm macerası bize bunun böyle olduğunu gösteriyor.
***
Diğer taraftan bir hususu da belirtmek zorundayız. Kendi içinde ırkçı ayırımcı bir toplum düzeni reddetmiş olan Türkler ve diğer milletler aralarındaki mücadelelerde bu farklılıkları politik araçlar olarak kullanmışlardır. Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail mücadelesini buna örnek gösterebiliriz. O nedenle kabul edelim ki içinde yaşadığımız ülkenin kültürel sosylojisinin altında ciddi fay hatları mevcuttur.
Bu fay hatlarından birisi Kürt meselesidir. Nitekim bu hatta yaratılan kırıkları onarmak icin nasıl çaba harcadığımızı herkes görüyor. Diğer bir fay hattı Alevilik meselesidir ki bu da bize tarihten intikal eden bir meseledir. Bu fayı da zaman zaman kırmaya çalışanlar olmuştur ama Anadolu'nun kardeşlik kültürü her seferinde direnmiştir. Şimdi Suriye sorunu nedeniyle yeniden bu hatta kırıklar yaratmak isteyenler vardır.
Üstelik bazı yorumcular ve hatta üniversite hocaları televizyonlara çıkıp sorumsuzca Esad yanlılarını "Aleviler" diye tanımlamaktadır. Bu cahilce ya da art niyetli bir davranıştır. Suriye'deki Nusayrilik ile bizdeki Türkmen Aleviliğinin hem tarihsel ilişkiler bakımından hem de doktrin bakımından çok az benzerliği vardır.
***
Bütün bu çizdiğim tablodan sonra iki şey söyleyeceğim:
Bir, herkes konuşurken kullandığı adlara, sıfatlara ve terimlere dikkat etsin. Düşmanın bize yapamadığını bizim kendimize yapmamızın bir alemi yok. Alevilerle Esad'ın katil zümresini bir arada zikretmek en başta Ehli beyt ruhunu incitir.
İki, bu konuya en fazla AK Parti dikkat göstermelidir. Zira AK Partiyi de sünnilerin temsilcisi gibi göstermeye çalışan bir çaba ortada durmaktadır. Ve AK Parti bir gün bile kaybetmeden Alevi çalıştaylarını yeniden başlatmalı ve Alevi canlarımızı en samimi duygularla kucaklamalıdır.
Tarihin emrettiği budur!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.