İç siyasette "fetih" kelimesini kullanan birinin biliniz ki ne diline, ne dinine ne de milletine saygısı vardır.
Demokratik bir seçimin sonucundan endişe edip aynı milletin çocuklarını düşmanlaştırmak...
"Fetih" kelimesini kanserli bir zihnin ürünü olarak devreye sokmak...
Bunun bir adı var da, söylemeyeceğim.
Fethi Bey'in isminden siyasi kışkırtma ve kutuplaşma istihsal etmek tam bir kötü niyettir.
İzmir'in fethi mi?
İzmir 1081'de ilk Türk denizcisi Çaka Bey tarafında fethedildi.
Düşmandan...
***
Bizim Yeni Asır'dan yetişme biri var; fikirsiz "bidon" yazılar yazar, kendisine benzeyenler de okur.
Bu arkadaş bazen "ekine girer".
Onu oradan çıkarmak ve hafif bir tarih dersi vermek görevi de zaruretten bize düşer.
Şuradan başlayalım:
Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı İzmir'de 1930'un Ağustos'unda kuran kimdir?
"Yeni Asır Gazetesi" sahibi İsmail Hakkı Bey...
Ve "Hizmet Gazetesi" sahibi Zeynel Besim Bey....
Tamam mı?
Kaynak İstiyorsan, İzmir'de neşrolunan CHP yandaşı Anadolu Gazetesi'nin 26 Ağustos 1930 tarihli sayısına bakacaksın!
İlaveten...
Fethi Bey ve arkadaşları 4 Eylül 1930 günü İzmir'e vardıklarında gördükleri ilgi müthiştir. Cumhuriyet Gazetesi'nden okuyalım:
"Sandalla gelip vapura atlayanlar Fethi Bey'e sarılıyorlardı. Birçokları ağlıyor... Rıhtımda, üzerine vuku bulan ilk tehacümle Fethi Bey'in ceketi yırtıldı. Bu esnada denize düşenler, ezilenler ve çiğnenenler oldu. Davullar, zurnalar çalıyordu..." (Tevfik Çavdar, 1995, "Serbest Fırka", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 8. ss. 2052-2059. İletişim Yayınları, İstanbul)
Ne var ki, CHP'li İzmir Valisi Kazım Bey, Fethi Bey'e İzmir'de siyaset yaptırmak niyetinde değildir. Fethi Bey'in ise sığınacağı tek yer Gazi Mustafa Kemal'dir. Bir telgraf çekerek durumu bildirir.
Gazi cevabi telgrafında şunları yazar:
"İzmir'de Serbest Fırka Reisi Fethi Bey Hazretleri'ne (Sureti Başvekil'e, Dahiliye Vekili'ne, İzmir Valisi'ne)
Anlıyorum ki, sana nutkunu söyletmek istemiyorlar. Fakat sen mutlaka nutkunu söyleyeceksin ve tesadüf edeceğin herhangi bir engeli bana bildireceksin. Asayişin temini için Başvekil, Dahiliye Vekili ve İzmir Valisi lazım olan tedbirleri almakla mükelleftirler"
Ancak, CHP'lilerin gözü o denli dönmüştü ki Gazi'nin telgrafı da kafi gelmez.
Ertesi günü olaylar daha sabahın erken saatlerinde başlar.
Halka ateş açılması sonucu on iki yaşındaki bir çocuk vurularak ölür.
Bu ölüm vakası bir dramdır, başka bir gün yazarız.
Fethi Bey, İzmir konuşmasını 7 Eylül'de elli bin kişiyi aşan bir kalabalık önünde yaptı.
Seçim sonuçları mı?
İzmir'de CHF 14.624, SCF 9.950; Bergama'da CHF 250, SCF 1.371;
Kıyaslama için hatırlatayım: Samsun'da CHF'nin 416 oyuna karşılık SCF 3.312 oy kazanmıştı.
Seçim analizi mi istiyorsunuz?
1946'da ne olduysa o oldu; CHP oyları çaldı, hile yaptı.
Gerçekte İzmir'i Fethi Bey kazanmıştı.
Sonuçlar baskı ve fesat ile elde edilmişti.
Baskı, zulüm, açık oy gizli tasnif...
Kanıt mı istiyorsunuz; alın size kanıtın en güveniliri, en kralı:
Mustafa Kemal Atatürk bakın İzmir seçimleriyle ilgili ne diyor:
Hasan Rıza Soyak'ın hatıratından aktarıyoruz:
"(...) Bana "Hangi fırka kazanıyor?" diye sormuş; "Tabii bizim fırka Paşam" cevabını vermiştim. O gülmüş: "Hayır efendim. Hiç de öyle değil. Hangi fırkanın kazandığını ben sana söyleyeyim: Kazanan idare fırkasıdır, çocuk! Yani jandarma, polis, nahiye müdürü, kaymakam ve valiler. Bunu bilesin." buyurmuştu." (Soyak, H. R. 1973, Atatürk'ten Hatıralar Cilt II, Yapı Kredi Bankası Yayınları, İstanbul)
***
Şimdi...
Mardin güvercini gibi kelimelere fikirsiz taklalar attıran arkadaş
Sen altından kalkamayacağın işlerin içine girme...
Bak, belediye meclisinde Ak Parti'nin verdiği "Uçanyol Bulvarı'nın ismi Gazi Mustafa Kemal Bulvarı olsun" önergesi Cumhuriyet Halk Partisi tarafından reddedildi...
"Uçanyol"un adını "Homeros" koydular.
Eee... Sende "tık" yok!..