Giriş Tarihi: 08 Şubat 2014, 20:16
Birisi aday olduğu, milletvekili seçildiği partiden istifa ediyor.
Millete sormadan, kendini seçenlere danışmadan.
Sadakati milletine değil çünkü, sadakati bir cemaate.
Demokrat olmadığı kesin.
Darbecilerin yanında saf tutuyor.
Diğeri ise bir CHP Milletvekili...
Erdal Aksünger...
Aynı zamanda bir bilişim uzmanı.
O da İzmirli...
Ama adam gibi bir adam.
Partisine ve kendisini seçen milletine Sadık.
Devletini yönetenlere yol gösterecek kadar özgüven sahibi.
Partisinin liderinin cumhurbaşkanlığı makamına zaman zaman yaptığı densizliği yapmayan saygılı bir milletvekili.
İşte bakın yaptığına:
Cumhurbaşkanımızı ziyaret ediyor ve telefon dinleme yetkisi olan kurumların örtülü ödenekten kullandıkları kaynakların denetimini istiyor.
Ayrıca GSM'lere karşı tedbir alınmasını öneriyor.
Cumhurbaşkanı Aksünger'in uyarılarını ciddiye alıyor ve not alıyor.
Milletin vekili olmak budur işte.
Bir yanda, milyonlarca insanı ilgilendiren bir hususta çözüm üreten bir milletvekili...
Diğer yanda, bir cemaatin müntesibi olmaktan gayrı hiçbir özelliği olmayan ve milletine ve partisine zerrece sadakat duygusu taşımayan, işini bilen bir mebus.
Atilla Sertel Başkanımıza Tavsiyeler!
Bir: Sayın Başkanımız, sizi çok sevdiğimizi biliyorsunuz. Ama siz siz olun, "Ali" ismi üzerinden 'gırgır' yapmayın; vallahi gayretullaha dokunur ve dahi çarpar!
İki: Siz bizim Başkanımızsınız, darbecilerin iddialarına öyle balıklama atlayamazsınız!
Mahkeme kararı olmadan herhangi bir insana, üstelik halkın huzurunda politika yapan bir siyasetçiye 'suçlu' imasında bulunamazsınız!
Üç: Biz sizi çok seviyoruz Atilla Başkanım, ayrıca güveniyoruz; sizin için de bazı tevatürler fısıldayanlar oluyor kulaklarımıza. "Yok kardeşim, gerçek değil bu, biz başkanımıza güveniyoruz" diyoruz. Sence doğru değil mi bu tavrımız?
Dört: hatırlayınız Sevgili Başkanım, suçu sabit görülmüş, hüküm giymiş bir meslektaşımızın, Mustafa Balbay'ın hukukuna, çiğnenen onuruna sahip çıkmadık mı hep beraber? Hakkında cemaat kaynaklı iddialardan başka herhangi bir hukuki durumun varolmadığı bir insan hakkında bu nasıl bir haksız tutum böyle!
Beş: Sevgili Başkanımız, Binali Bey bu şehre belediye başkanı adayı olmakla çok büyük bir fedakarlık sergilemiştir. Bu ülkeye binlerce eser kazandıran, milyarlarca dolar yatırıma imza atan, ülkemizi en az onbeş kalemde dünyanın ilk onuna, İlk beşine ve ilk üçüne sokan bir saygın siyasetçiye karşı bu kadar savruk, haksız ve vicdansız bir dil kullanamazsınız!
Binali Bey'e 'Milyonali' diye hakaret edemezsiniz mesela.
Bu haksızlığı yaparsanız, bizim için başkalarından bir farkınız kalmaz!
Ayrıca ben oyumu helalinden ve göğsümü gere gere Binali Bey'e vereceğim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.