Türkiye zeytin ağacı varlığını 90 milyondan 177 milyona çıkarma başarısını gösterdi. Daha önemlisi 2020 yılından itibaren 650 bin ton zeytinyağı üretimiyle İspanya'dan sonra dünya ikinciliğini, 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin üretimiyle dünya liderliğini hedefliyor. Ancak tarım ve gıda sektörümüzün neredeyse temel sorunu haline gelen markalaşma ve pazarlama alanında ciddi eksiklikler tabii burada da söz konusu. Konuya bu yönden baktığımızda fuarlar tanıtım, daha doğrusu markalaşma ve pazarlama açısından önemli rol oynayan etkinlikler... Türkiye'de tarım ve gıda fuarları sayısı esas itibarıyla olması gerekenin çok üzerinde. Dolayısıyla bundan böyle özellikle 'uluslararası' olma niteliği kazanma mücadelesi ön plana çıkacak ya da çıkmalı diye düşünüyorum.
POTANSİYEL FAZLASIYLA VAR
Geçtiğimiz hafta Fuar İzmir'de gerçekleşen Olivtech Zeytin ve Zeytinyağı Fuarı genel görünüm bakımından iyiydi. Küçümsenmeyecek bir canlılık ve katılım vardı. Ama soruyu şöyle sorarsak; Türkiye gibi bu sektörde hayli iddialı bir ülke çok daha farklı bir etkinlik yapabilir mi? Kesinlikle yapabilir ve yapmalı. Burada olmazsa olmaz hedef ise Olivtech'in gerçek anlamıyla uluslararası bir sektörel fuara dönüşmesi... Belki bazı dostlar, "Bu Fuar zaten uluslararası özellik taşıyor" diyebilir. Katılımcı ülkelerden de örnek gösterebilirler ama gelinen aşamanın yeterli olmadığını da vurgulamak isterim.
Bu değerlendirmem de asla haksızlık olarak görülmemeli. Çünkü biliyorum ki bu sektörde dünya çapında bir fuar yapma potansiyeli gerçekten var.
BAŞARILI ETKİNLİKLER
Olivtech doğrusu güzel etkinliklere de sahne oldu. Bu çerçevede düzenlenen panellerden birini yönetme fırsatı şahsıma verildi. "Sofralık Zeytin Üretim, Tüketim ve İhracatı" başlıklı panelimizde konusuna çok hakim konuşmacılar güncel bilgileri içeren sunumlar yaptılar. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği'nden Meltem Demirci Köknar, Akhisar Ticaret Borsası Temsilcisi Ayla Yavaş, Fora Zeytincilik Fabrika Müdürü Taner Yıldırım ve Pazarlama Müdürü Ayşegül Arkök Tüfekçi'nin sunumları çok beğenildi. Bu arada ülkemizde çok sevilerek yenilen zeytinin İspanya'nın dışında Mısır ve Cezayir'de de yaygın bir tüketime sahip olduğu bilgisi paylaşıldı. Ayrıca yurt içi tüketimde siyah zeytin açık ara önde. Zeytini en çok kahvaltıda yiyoruz. Ambalajlı tüketimde ciddi bir artış var ancak hâlâ açık zeytin satışı yaygın durumda. Bunun temel sebebi ise geleneksel, yani tadına bakma! Son olarak Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Ümmühan Tibet'e kulak verelim. Çünkü bu sektöre çok emek ve katkı verdi, vermeye de devam ediyor. Tibet, "En çok ihtiyacımız olan şey sektörde birlik ve ortak çalışma. Diğerleri nasılsa çözülür" diyor. Haksız mı?