Tarım ve Orman Bakanlığı, başarılı sonuçlar vermesini yürekten dilediğim bir projeye imza atıyor.
Ekim ayı içinde Ankara'da toplanacak Tarım Şurası ile tarım, gıda ve ormancılık sektörünün geleceğine dair önemli gelişmeler olacak. Yaklaşık iki aydır yüzlerce uzman kendi alanlarında fikir üretiyor ve rapor hazırlıyor. Bu çerçevede 22 Komisyon kuruldu. Komisyonlar da kendi içlerinde ayrı Çalışma Grupları oluşturarak, hazırlıklarını sürdürüyor. Ben de Tarım Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TAGYAD) Başkanı olarak, Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Yaklaşımlar Komisyonunda yer alıyorum.
TARIMSAL GÜCÜMÜZÜ ANLATMALIYIZ - Ağustos ayı başında yapılan Komisyon toplantısında, Uluslararası Tanıtım ve İletişim Planlaması adıyla bir Çalışma Grubu kurulmasının çok isabetli olacağı hususunda bir öneride bulundum. Komisyon üyeleri de ortaya konulan bu görüş ve öneriye destek verdiler. Gerçekten de böyle bir konunun artık Bakanlığın ve tabii dolayısıyla kamuoyunun gündemine gelmesinde sayısız fayda bulunuyor.
Burada ayrıntısına girmeyelim, daha önceki yazılarımda fırsat buldukça bu yönde güncel rakam ve istatistikleri sizlerle paylaştım. Türkiye'nin, yapısal ve konjonktürel sorunlar bir yana, dünyanın en önemli tarım ve gıda ülkelerinden biri olduğunu anlatmaya çalıştım.
Ne var ki, bu kadar yüksek potansiyele sahip bir ülke olarak, Türkiye'nin bu alanda çok ciddi bir tanıtım eksikliği içinde bulunduğunu da özellikle vurgulamak istiyorum. Ancak belki de Tarım Şurası ile birlikte söz konusu Çalışma Grubu altını çizdiğim eksikliğin giderilmesi yolunda etkin çalışmalar yürütme fırsatını bulabilir.
BÜYÜK HEDEFLERİN TAM ZAMANI - Şimdi sizlere birkaç somut örnek vereyim. Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) büyük ağırlığı ve prestiji olan bir kuruluş.
Uzun yıllar FAO Genel Direktörlüğünü Brezilyalı Jose Graziano da Silva yürüttü.
Geçtiğimiz ay içinde de bu önemli görevi Çinli Qu Dongyu devraldı.
Sadede gelirsek, artık böyle stratejik görevler için Türkiye'nin uzun vadeli çalışma ve hazırlıklar yapmasının vakti gelmedi mi? Neden bir Türk tarım ve gıda sektör temsilcisi, diyelim 10 yıl sonra FAO Genel Direktörü olmasın?
Elbette bunun kendiliğinden olmayacağını bilmek durumundayız. Bu aslında, başka bir ifade ile uluslararası tarım ve gıda kuruluşlarında söz sahibi konumuna gelme hedefleri bir devlet politikası olmalı.
Kısa keserek, özetliyorum. Bu ve benzeri projelerin bir yandan da genelde Türk ekonomisi daha özelde ise tarım, gıda ve ormancılık ihracatına ciddi katkılar yapabileceği unutulmamalı. Türkiye tarım ve gıda alanında uluslararası düzeyde bir tanıtım atağına kalkmalı. Her yönden büyük yararını göreceğimiz bu projenin çoktan zamanı geldi...
