İzmir birçok konuda ilklerin merkezi olmaya devam ediyor. 2007 yılı sonlarında hazırlığını yapmış ve 2008 yılı başında İzmir Tarım Grubu'nu (İTG) kurmuştuk. O dönemde tarım ve gıda sektörünün belli başlı temsilcileri arasında haberleşme ve diyalog eksikliğini gidermek ve sektörel dayanışmayı güçlendirmek amacıyla çok sayıda dostumuza çağrıda bulunmuştum. Kısa sürede sektörel temsilciler bir araya gelmiş ve 'Tarım Önemlidir' diyerek, Türkiye'de bir ilki başlatmıştık.
Ne mutlu ki, aradan 13 yıl geçti ve İzmir Tarım Grubu hâlâ başarıyla varlığını sürdürüyor. Şimdi de bu alanda yeni ama dikkate alınması gereken bir oluşum var.
SİVİL TOPLUM KURULUŞU -
İzmirli avukat Arsin Demir ve arkadaşlarının öncülüğünde 2019 yılında faaliyete geçen Tarım Hukuku Derneği (THD) sektörel açıdan yeni arayış ve çözümler ortaya koyuyor. Arsin Demir'e, niçin Tarım Hukuku Derneği'ni kurdunuz diye sordum. Demir, "Hayatımızın her alanında hukuk yer alıyor. Toplumsal davranışlarımız, eğitim hayatımız, aile hayatımız, iş hayatımız yazılı ve yazılı olmayan hukuk kuralları ile şekillenmekte" diyor.
"Tarım sektöründe de durum aynı ve sektör paydaşları hukuk kurallarına uygun hareket etmeli. Çiftçisinden tohumcusuna, nakliyecisinden mühendisine veya tüketiciye kadar herkes bir hukuk zinciri ile birbirine bağlı" ifadesinde bulunan Demir, "Bu gerçekleri dikkate alarak bir araştırma yaptık ve Tarım Hukuku konusunda çalışan bir sivil toplum kuruluşunun olmadığını fark ettik. Bu çerçevede, ülkemiz için çok büyük önem taşıyan tarım sektörüne bir nebze olsun destek verebilmek için İzmir'de Tarım Hukuku Derneği'ni kurduk" şeklinde konuşuyor.
TARIM VE EKONOMİ - Peki öyleyse, 'Tarım Hukuku' nedir soruma da, Demir şu cevabı veriyor: "Tarım hukuku, tarım ile bağlantılı yurttaşlar ile kamu, tüzel kişiler ve tarım işletmeleri arasında doğan hukuki sorunları inceler. Tarım hukuku ekonomik verilerden ve ekonominin gereklerinden doğrudan etkilenen bir müessesedir. Tarımdan doğan üretim canlıların yaşamını sürdürebilmesi için gerekli en temel unsurları içerir. Bu yüzden ülke ve dünya ekonomilerinin başlıca gelir kaynağı olan tarımsal işletmelerin sorunlarını ve tarımla bağlantılı insanların arasındaki ilişkileri inceleyen Tarım Hukuku; Ticaret Hukuku, Borçlar Hukuku Medeni Hukuk, İdare Hukuku ile bağlantılı bir hukuk disiplini olarak değerlendirilmektedir. Tarım hukuku genel hukuk kurallarının uygulanması ile yetinmemiş, kendine özgü kurallarını oluşturmuş ve bağımsız bir hukuk disiplini olarak hukukumuzda yer edinmiştir."
BASİRETLİ ÇİFTÇİ - Son olarak, sizce çiftçilerin en çok yaşadığı hukuki sorunlar nelerdir diye sordum. Tam burada Arsin Demir'in değerlendirmesini bir hayli önemli bulduğumu belirtmek isterim; "Tarım Hukuku birçok hukuk disiplinini içinde barındırıyor. Nasıl mevzuatta basiretli tacir kavramı var ise tarımda da hukuki haklarını kullanabilen basiretli çiftçi kavramının oluşması gerektiğini düşünüyoruz. Basiretli çiftçi kavramından kastımız; maliyet hesaplamalarını yapan, bilim ışığında hareket eden, tarıma yönelik finansal, hukuksal süreçleri ve ülke gündemini takip eden, tarım hukuku mevzuatında tanımlanan haklarını kullanmayı bilen ve haklarını tüm mecralarda koruyabilen, mevzuatın yüklediği sorumlulukları yerine getiren, ektiği ürünü ve toprağın durumu ile meteorolojik verileri sürekli izleyen, olumsuz hava koşullarına göre önlemlerini alan, ürünlerinin pazarlama ve satış faaliyetlerinde pazar araştırması yapan, gerek kendi çiftçilik geleceğini, gerekse ülkenin tarımsal geleceğini düşünen, sağduyulu ve ileriyi görebilen çiftçi olarak tanımlanabilir."