22-27 Nisan tarihleri arasında Manisa'da Mesir Festivali düzenlendi. Yerli ve yabancı grupların katılımıyla çeşitli kültür ve sanat ekinlikleri yapıldı. Nihayet 27 Nisan Pazar günü Sultan Camii'nden mesir saçılmasıyla festival son buldu. Mesir kapma eğlencelerine 40 bin kişinin katıldığı söylendi.
Her yıl Mart ayında Nevruz günlerinde yapılan şenlik, seçimler dolayısıyla bu sene bir ay ertelenmişti.
İşin eğlence tarafı ağır basmakla birlikte, tarihi kökleri ve kültürel yönü ayrı bir önem taşır. Etkinliğin ekonomik getirisi yanında, şehzadeler şehri Manisa'ya büyük manevi değer kattığı bir gerçektir. Esasen Manisa tarihiyle, mimari dokusuyla ve kültürel varlıklarına sahip çıkmasıyla, bu değere fazlasıyla layıktır.
XV. yüzyılın ilk çeyreğinden XVI. yüzyılın sonlarına kadar Manisa, Osmanlı şehzadeleri tarafından idare edilmiştir. II. Murad, Fatih, Kanuni vali olarak ilk yönetim tecrübelerini burada kazandılar.
MERKEZ EFENDİ
Mesirin mucidi Merkez Efendi kabul edilir. 1460-1551 yılları arasında yaşadı. Denizli doğumludur. Asıl adı Kılıçoğlu Musa b. Muslihiddin'dir. Sağlığında ve vefatından sonra hep ilgi merkezi oldu. Bugün de öyledir, İstanbul'da kendi adıyla anılan ruhaniyetli bir yer var. Camisi, türbekabristanı ve mahallesiyle ilgi odağıdır.
Merkez Muslihiddin Halvetilik'in Sünbüliye kolu şeyhlerindendir. Bu kola ismini veren ve Merkez Efendi'nin şeyhi olan Yusuf Sünbül Sinan (ö.1529) da devrinin ileri gelen maneviyat büyüklerindendir.
Kanuni'nin Annesi Hafsa Sultan hayırsever bir hanımdı. Muhteşem Yüzyıl dizisinde Nebahat Çehre canlandırdı. Manisa'da bir imaret ve zaviye (tekke) yaptırdı. Zaviyede görev yapacak bir şeyh lazımdı. Sünbül Sinan Merkez Efendi'yi gönderdi.
Merkez Efendi'nin 5 yıl süren zikir ve sohbet meclislerine şehzade Süleyman'ın da sık sık geldiği bilinmektedir. Onların bu yakınlıkları, Süleyman padişah olduksonra İstanbul'da da devam etti. 1536'daki Korfo seferine, Merkez Efendi, askerin maneviyatını takviye için davet edi
ŞİFA KAYNAĞI
Manisa'daki zaviye şeyhliği sırasında, halkın sadece manevi eğitimi ile değil, aynı zamanda bedensel ve psikolojik sağlık problemleriyle ilgilendi. Mesir macunu, o günlerin bir hatırası kabul edilir.
Merkez Efendi belki pratik hekimlikle uğraşan bir tabip değildi. Ama tasavvuf geleneğinde şeyhlerin, psikolojik tedavi alanındaki rolleri ve etkileri bilinir. Hatta daha gerilere gidersek, bugün alternatif tıp olarak da isimlendirilen, bitki özlerinden yapılan ilaçlarla tedavinin ta Ahmed Yesevi'nin hocası Yusuf Hemedani'ye dayanan bir geçmişi vardır.
Merkez Efendi halktan devrin padişahına kadar geniş bir hayranlar kitlesine sahip oldu. 90 yaşını aşkın olarak 1551 yılında vefat edince cenazesi Fatih Camii'ne getirildi. Namazını ünlü Osmanlı şeyhulislamı Ebussuud Efendi kıldırdı.