1Kasım öncesi halkımızın seçimlere karşı ilgisinin az olduğu genel bir kanaat olarak dile getiriliyordu. Ama durum hiç de öyle değilmiş. Vatandaşlarımız oyunu çoktan belirlemiş, soğukkanlılık ve vakar içinde sandığa koştu. Şehir şehir dolaşıp halkın nabzını tutan tarafsız gazeteciler bile yanıldı. Seçim sonuçları netleşmeye başlayınca: Vatandaş bu defa nedense bizi yanılttı, demekten kendilerini alamadılar.
Türk milleti istikrarı seçti. Belirsizliklerin memleket için hoş olmayacağını düşündü ve o istikamette oyunu kullandı.
Bu satırları Başbakan'ın Konya'daki kısa konuşmaları üzerine kaleme alıyorum. Sayın Davutoğlu sevgiden, 78 milyonu kucaklamaktan söz etti, ondan da bu beklenirdi. Zaferin millete ait olduğunu söyledi. Zafer sarhoşluğuna kapılıp kibir göstermedi, alçak gönüllü davrandı. Çok iyi yaptı.
Ahmet Davutuğlu kendisini sıkça kullandığı "kadim" kültürümüzü iyi bilir ve bunu her fırsatta ortaya koyar. Konya'da "La galibe illallah" diyerek, gerçekte üstün gelen Allah'tır, bize de bu galibiyete vasıta olmak düşmüştür demek istedi. Bir takım başarılardan dolayı kibirlenmemenin en güzel göstergesi bu ifadedir.
İspanya'da Gırnata Sarayı'nda "La galibe illallah" yazısı taşlar üzerine işlenmiştir. Benzeri bir ifade olan "el-Mülkü lillah", Türkistan'da Ahmet Yesevi türbesinin dış kubbesinde çepeçevre yazılıdır. Mülk, memleket, sahiplik Allah'ındır, demektir. Bizim kadim kültürümüz işte budur.
Bu son seçim zaferi, beğenelim beğenmeyelim, aynı zamanda sayın Cumhurbaşkanınıdır. Şayet söylendiği gibi, erken seçim onun taktiğiyle gerçekleşmişse, bu hakikaten büyük bir siyasi deha örneğidir. Aynı zamanda onun halkını iyi tanıdığını göstertmektedir.
Milletimize hayırlı olsun. Ülke olarak daha güzel günler görmemiz dileğiyle.