İbadet etmek insanların pek çoğunun doğal bir ihtiyacıdır. Bunun için ibadet mekanları gerekir. Bu mekanlar dinlere göre cami, mescit, havra, kilise, şapel, dua odası gibi isimler alır.
Dine mesafeli olan bazıları, zaman zaman, Türkiye'de gereğinden fazla cami yapıldığını söyler. Bu iddianın araştırmaya dayalı, bilimsel bir mahiyete sahip olup olmadığını bilmiyorum. Fakat bildiğim şu ki, insanların topluca bulunduğu bazı kurumlarda ibadet mekanlarına şiddetle ihtiyaç olduğudur. Bunların başında hastaneler gelir.
İki örnek üzerinde duracağım. Bunlardan biri Dokuz Eylül Ü. Tıp Fakültesi Hastanesidir. Burada hastanenin bodrum katında ilerlerken "Morg-Mescit" diye bir tabela görürsünüz. Başka hastanelerde de durum genellikle böyledir, morgla mescit yan yana veya birbirine yakın yerdedir. Sanki şu düşünceden hareket edilmiş görünüyor: Mescit özellikle ölülere ait bir mekandır. Oysa ölüler, ölüp gitmiştir, mescit daha çok diriler için lazımdır.
Dokuz Eylül Tıp F. Hastanesinin mescidinde vaktiyle bir Cuma namazı kıldım; mekan küçük olduğu için insanlar tıkış tıkış saf tutmuştu. Ayakkabılar girişte karma karışık bırakılmış ve koridora taşan bir cemaat görüntüsü vardı.
BODRUM KATTA BASIK MEKANLAR
Büyük hastanelerde günün her saatinde çok sayıda insan bulunur. Hasta yakını, ziyaretçi, refakatçi, randevu almaya gelen ve saire ve saire. Özellikle Cuma namazı kılmak buralarda bir işkenceye dönüşür. Dışarıdan gelenlerden başka, hastane personeli, güvenlikçi, hekim ve öğrencilerden Cuma kılmak isteyenler hiç de azımsanacak miktarda değildir.
Bir Cuma günü Ege Üniversitesi Hastanesinde idim, mescidin yerini sordum, gene morga göre tarif ettiler. En altta bodrumda mescidi buldum. Biraz erken gitmiştim, içerisi serince idi. cemaat çoğaldıkça hava bunaltacak kadar ısındı. Mekan genişçe fakat tavan basık olduğundan yarım saatte içerinin havası ağırlaştı.
Bereket müezzinin sesi sedası iyiydi, imamın hutbe okuyuşu ve kıraati düzgündü. Farz biter bitmez kendimi dışarı attım. Burada da, içerisi yeterli olmadığından, giriş koridorlarında cumanın son sünnetini kılmaya devam eden kimseler vardı.
CAMİ GEREKİR
Yağ var, un var, şeker var; eksik olan helva karacak kişi veya kişilerdir. Çözüm nedir? Bu iki hastanemizin uygun bir yerine cami yapmaktır. İyi niyetle başlanır ve düzgün bir organizasyon yapılırsa, bu camileri tek başına veya dernek olarak yaptıracak hayırseverler bulunacaktır.
Ayrıca hastanelerde her büyük birim için uygun yerlerde vakit namazları için mescit olarak kullanılacak küçük odalar ayrılmalı; buraların temizliği ve bakımı takip edilmelidir. Bu türlü yerlerin ve mescitlerin duvarlarına her aklına esenin bir levha takmasına, Diyanet yayınlarından başka kitap konmasına izin vermemek gerekir.
Batı ülkelerinin hastanelerinde "Prayer room / Dua odası" diye bilinen ibadet mekanları eskiden beri vardır.