Türkiye'de 90 bine yakın cami var. Buralarda her hafta Cuma günleri hutbe okunur. Son yıllarda hutbe metinleri Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) tarafından hazırlanmaktadır. Konusu başkanlık tarafından belirlenen ve dini ahlaki meselelerde bilgiler sunan Cuma hutbelerini, her hafta 16 milyondan fazla vatandaşımız dinlemektedir. Doğrusu bu heyecan vericidir. Aynı günde milyonlarca insanımızın belli konuda bilgilenmesi önemli bir hadisedir.
Son aylarda DİB'na hutbeler konusunda hücumlar yapılmaktadır. 30 Ağustos, 29 Ekim, 10 Kasım günlerine rastlayan haftalarda hutbelerde bir şekilde Atatürk adının geçmemesi eleştirilmektedir. Asıl amacın, Diyanet'in şahsında mevcut iktidara vurmak olduğunu düşünüyorum.
ORTAK DEĞERLERİMİZ
Atatürk bu milletin ortak değeridir. Onu günlük polemiklere alet etmek yanlıştır. Adının hutbede yer almamasını Atatürk karşıtlığı olarak değerlendirilmesi uygun düşmez. Ama 18 Mart, 30 Ağustosa veya 29 Ekim'e denk gelen Cuma hutbelerinde "Mustafa Kemal Atatürk'ün, şehitlerimizin ve gazilerimizin ruhları şad olsun" gibi bir dua cümlesi yer almalıdır.
Alparslan, Osman Gazi, Fatih, Yavuz Selim, Kanuni, Abdülhamit nasıl Türk milletinin önemli şahsiyetlerinden ise Atatürk de öyledir. Birini daha çok, ötekini az sevebiliriz. Ama milli birlik ve bütünlüğümüzün devamı için tarihi şahsiyetlerimizin hepsine saygı duymalıyız.
HUTBE METİNLERİ
Eskiden hutbelerin tamamı Arapça idi. 1922'den sonra yer yer Türkçe bölümler eklendi. 1927'den itibaren ise ayet ve hadisler dışındaki metin Türkçe söylenmeye başladı.
Zaman içinde örnek hutbe kitapları çıktı. Yetenekli hocalar ise hutbeyi kendileri hazırlar veya irticalen konuşurlardı. Çeşitli tartışmalar veya ve yanlış beyanları önlemek için, uzun bir süreden beri hutbe metinleri Diyanet tarafından hazırlanıp illere gönderilmektedir. Bunun da bazı sakıncaları varsa da faydasının daha çok olduğunu düşünüyorum.
Son senelerde dinlediğim hutbe metinlerinin bir kısmında "tasannu" yani sanatlı ifade özentisine yer veriliyor, devrik cümleler kullanılıyor. Bu metinlerin düzgün seslendirilmesi zordur, ayrı bir dikkat ve yetenek ister. Ayrıca ortalama kimseye hitap ederken tabii sade ve kısa cümleler kullanılmalıdır. Bazı hutbeler de var ki hayata ve insana dokunmayan, teorik ifadeler taşır.
DİKSİYON
Bazı camilerde diksiyon fakiri hocalar var, hazır metni düzgün okuyamazlar. Bir kısmı da tembellik edip, önceden tekrar tekrar okuyup hazırlanmadığı için, vurgulara, tonlamaya dikkat etmeksizin kötü bir okuyuş sergiler.
Düzgün hutbe okuyanları zevkle dinlerken, ötekiler bana büyük azap verir. Müftülüklerin ciddi takibiyle hatalı okuyuşlar en aza düşürülebilir.