Bedri Rahmi Eyüboğlu (1911-1975) meşhur Türk ressam ve şairi. Biraz şiire meraklı olanlar onun "Karadutum çatal karam çingenem / Nar tanem nur tanem bir tanem" şiirini bilir. Onun tek oğlu Mehmet (1939-2009) mektup arkadaşlığı yaptığı Kanadalı Hughette ile evlenir. Hughette Eyüboğlu 55 yıldır Türkiye'de yaşayan ve bu ülkeyi seven biridir.
Hughette Hanım meraklı, kültürlü, bilgili ve eli kalem tutan biridir. "Kanadalı Bir Gelinin Türkiye Anıları" kitabı İş Bankası yayınları arasında çıktı (2. baskı 2016).
AMERİKA'NIN ÇİRKİN YÜZÜ
Hughette ve Mehmet Eyüboğlu 1961-1966 arasında ABD'de yaşadı, daha sonra da zaman zaman orada kaldılar. Bu 15 yıllık izlenimleri sonucu Hughette'in düşüncelerini okuyunca, Amerika'yı daha iyi anlamak mümkün oluyor. O ABD ki Irak'ı, Suriye'yi perişan etti. Şimdi de yıllarca kaldığı Afganistan'ı terk ederken geride bıraktığı sadece enkaz, felaket ve acıdır. İşte Kanadalı gelinin gözüyle Amerika:
"Amerikan hükümetlerinin yabancı ülkelerde insan hakları gibi yüce ideallerin öncülüğünü yaptığını duymak, bana, hayretten küçük dilimi yutturuyor. Daha da ilginç yönleri, başka ülkelerin hal ve gidişleri hakkında ahkâm kesmeleri, kendi öz ülkelerindeki davranışlarıyla başka ülkelerin işlerine burunlarını sokmaları, çok önem verdikleri ulu insan hakları hükümlerine hep ters düşmektedir. Kendi vatanlarında yaşanan ırkçı uygulamalar ya da davranışlar, başka ülkelerde yaşanan ve onlara müdahale hakkını veren olaylardan daha insancıl ya da daha ahlaklıdır diyebilir miyiz?"
TÜRKİYE'Yİ BİLMEZLER
Hughette'in bir başka tespiti: "Kuzey Amerikalılar Türkiye'yi hiç tanımaz ve bilmezler. Önlerine çok ayrıntılı bir atlas veya küre koysanız bile size Türkiye'nin nerede olduğunu gösteremezler. Türkiye, NATO'nun kurucu üyelerinden olmasına rağmen, kimseciklerin Türkiye'den haberi yoktur. NATO'ya üye olduğu bile bilinmez. 1960'larda Amerika'da yaşarken Türkiye'nin dünyadaki coğrafi yerini bilen çok az insan tanımıştık. Yirmi yıl sonra, Montreal'de okuyan oğlum aynı durumla karşılaştı. Bana da, kaç kere annemi görmeye trenle mi geldiğim sorulmuştur! Şaşırtıcı yüzlerce soru arasında, İstanbul'da bir Müslüman gibi yaşayıp yaşamadığım da sorulmuştu. Halbuki orada kimseye bir Katolik gibi yaşayıp yaşamadıklarını sormak aklımın ucundan bile geçmemişti."
ÜSKÜDAR'IN EZAN SESLERİ
Hughette Hanım bir Katoliktir. Kocası Mehmet Eyüboğlu'nun bir dini duyarlığı olduğunu sanmıyorum. Evlenirlerken dinin aralarında bir problem teşkil etmediği anlaşılıyor. Kültür olarak Türkleşmiş olan bu bayanın ezan algısı dikkat çekicidir:
"Üsküdar, İstanbul'un adı şarkılara girmiş çok eski semtlerinden birisidir. İskele meydanına çok yakı camilerin minarelerinden okunan ezan sesleri arabalara kadar erişir ve birbirleriyle yarışır. O zamana kadar varlığından habersiz olduğum ve benliğimi çok etkileyen, sanki ruhumu göklerin yüceliklerce eriştiren, insanı huzur duyabildiği bir ortama yükseltip orada tutan bu ulvi tadı ilk kez orada tattım. Dini görüşlerim çok derin olmasa da bana birbirleriyle konuşuyormuş gibi gelen o ilk ezan seslerinin etkisini, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen hâlâ huşu ile yad ederim."