Hacı Veyiszade Mustafa Kurucu (1886-1960) Konya'nın yetiştirdiği mübarek insanlardan biriydi. Şehirde kendisini her kesimden, tanımayan, sevmeyen kimse yoktu denebilir.
Büyük-küçük, zengin-fakir, halktan bürokrasiden, yoksuldan eşraftan herkesle iyi ilişkiler içinde idi, yedi düvelle barışıktı.
Yolda sokakta, çarşıda, pazarda herkese selam verir, hal hatır sorardı. Ömrü boyunca imam-hatiplik ve öğretmenlik vazifesini birlikte götürdü. Resmi, gayrı resmi pek çok hayır kurumunun aktif üyesiydi.
Hacı Veyiszade, tasavvufun lafından pek söz etmemesine rağmen tasavvufi ahlakı sonuna kadar hal edinmiş, bunu her nefes yaşayan ve çevresine yansıtan bir kimseydi. Kafası ve gönlü açık insandı. Herkese iyilik ederdi. (Bkz. M. Demirci, Gönül Dünyamızı Aydınlatanlar, Vefa yayıncılık)
Ama toplumda ham ervahlar eksik değildir, çok az da olsa onu beğenmeyenler de vardı. Bir gün, bir sohbet esnasında, genç yeğeni: "Amca, falan adam senin hakkında ileri-geri laflar etti, hatta sana sövdü" dedi.
Hoca tebessüm etti ve şöyle söyledi:
"Ulviciğim, o adam demek beni çok iyi tanımıyor. Ve tanımadığı için de sadece sövmüş. Halbuki ben, sadece sövülecek değil, dövülecek adamım yavrum."
Olgun insanlara yakışan tavır budur.
KAMİL UĞURLU'NUN KİTABI
Mimar Dr. Kamil Uğurlu (d. 1942) adından bu köşede birkaç defa söz ettim.
Yoğun iş hayatından sonra emsali az bulunan şehir tarihleri yazmaya başladı.
Çoğunu burada tanıttım. Yukarıdaki ve bir sonraki olayları son çıkan eseri "Konya Hatıratı" adlı kitaptan aldım (İdealkent yayını, Ekim, 2021) Kamil Uğurlu daha önce Konya Şehrengizi ve Arif Ağa'nın Tuz Değirmeni adlı kitaplarında Konya'yı anlatmıştı. Bu kitapta da çoğu eğlenceli, yer yer hüzünlü anekdotlar yer almaktadır.
SADETTİN KAYNAK
Türk musikisinin önemli bestekarlarından Sadettin Kaynak (1895-1961) hafızdı. Çok güzel Kur'an okurdu.
İstanbul Yavuz Selim ve Sultan Ahmet Camilerinde imamlık yaptı. Dini ve din dışı müzikte ileri seviyedeydi iyi bestekardı, aynı zamanda mükemmel bir hanendeydi. Mevlit okurken herkes kendinden geçerdi. Bir ara Konya'ya geldi. Hacı Veyiszade Hoca kendisini dinlemiş olmalı ki çevresine şöyle dedi:
"Hafızı ikna edin de, bizim çocuklara da öğretsin bu güzel okuyuşunu..." Yine, münasebetsizlerden biri, kendini tutamadı ve iftira kokan şu sözü etti: "İyi de hocam, o zat hem şarkı-türkü söyler, hem de ara-sıra kafayı çeker." Hoca, yine mütebessim: "Varsın olsun. İsterse "kafa çekme" parasını da biz veririz. O hele çocuklara tavır öğretsin." Kamil Uğurlu'nun ifadesine göre, rahmetli Kaynak'ın "kafa çekmeyle" falan bir ilgisi yoktu.
Hacı Veyiszade'nin yeğeni şair Ali Ulvi Kurucu'nun, "Doğmazdı kalbe iman, inmezdi arza Kur'an / Meçhul olurdu esma, Levlake ya Muhammed" diye başlayan güzel bir na'ti (Peygamber Efendimize övgü şiiri) vardır. Sadettin Kaynak bu şiire rast makamında muhteşem bir beste yapmıştır.
(Levlake Ya Muhammed - Doğmazdı Kalbe İman Ahmet İnce - YouTube)
