Suriye'de on yıllardır sürüp gelen bir iç ve dış savaş var. Bunun pek çok acı sonuçları halen de devam ediyor. Bu kaostan geniş şekilde istifade eden İran, Suriye topraklarında etkili bir şiileştirme faaliyeti yürütmektedir.
İran 1979'dan sonra, Şiiliğin tarihî ve kültürel varlığını Suriye'de kökleştirmek için, kabir ve makam inşasına büyük hız verdi.
Bilinçli ve planlı bir strateji çerçevesinde ilerleyen bu makam-türbe inşası, birçok şehirlerde devam ettiriliyor. Suriye içinden ve Arap dünyasının her yerinden yoğun şekilde ziyaretrçi alan Zeynelâbidîn Makamı, İran'ın Suriye'de bilhassa önem verdiği ve mimarî açıdan mamur ettiği mekânlardandır.
Tarih boyunca Sünnî bir Arap şehri olarak günümüze ulaşan Şam'ın şiileştirilmesi projesi gittikçe ivme kazanıyor.
Özellikle "Ehl-i Beyt muhabbeti ortak paydası", Sünnî grupların da bu mekânları yoğun biçimde ziyaretine yol açıyor.
BOZULAN NÜFUS YAPISI
Suriye'de Sünnî ağırlıklı şehirlerin demografik dengeleriyle oynandı. Asırlardır ülkede mevcut bulunan dinî manzaranın İran'ın Şiîliği yay¬ma politikaları çerçevesinde değiştirilmesi, 2011'den sonra hız kazandı. Özellikle çatışma bölgelerinden toplu bir şekilde tehcir edilen Sünnî ahalinin yerine yerli ve yabancı Şiîlerin yerleştirilmesi, Suriye'de yaşanan savaşın en keskin neticelerinden biridir.
İran Suriye'de uzun süredir devam eden iç savaş sırasında şiileştirme projesine hız verdi. Suriye rejimi, şehir ve kasabaları ablukaya almayı, Sünnî ahalinin tehciri için bir yöntem olarak da kullandı. Halk, uzun süreli kuşatmalarla yaşama takatini yitirme noktasına geldiğinde, aniden ateşkes ilân edilerek, binlerce insanın bölgeyi terk etmesi sağlandı. Mesela Humus'un merkezindeki Sünnî ağırlıklı tarihî bölgeler, rejimin uyguladığı tehcir politikasının ana hedeflerinden biriydi. Silahlı muhalif gruplarla Şam yönetimi arasındaki müzakerelerde, İranlı yetkililer de hazır bulundu. İlân edilen ateşkesin sonucunda, on binlerce insan Humus'un merkezinden dış bölgelere ve çevre şehirlere kaydırıldı. Onların yerine Şiiler ve rejime bağlı Sünnî gruplar iskân edildi.
Şİİ GRUPLAR GETİRİLDİ
Şam ile Tahran arasındaki ilişkilerin gittikçe ilerlemesine paralel olarak, Suriye'de Şiî nüfusun iskânına ağırlık verildi. İran, Irak, Lübnan, Yemen ve hatta Afganistan'dan Şiî gruplar transfer edilerek buraya yerleştirildi.
Ardından onlarca Şiî medresesi açıldı.
Şiîliğin bilhassa merkeze uzak ekonomik sıkıntı çeken aşiretlerin mensupları arasında rağbet görüyor olması ilginç bir ayrıntı. Sünnî iken Şiî olan bazı Der'alılar, zaman içinde Suriye devlet kademelerinde üst makam geldiler.
SAVAŞTAN ÖNCE VE SONRA SURİYE
Bu bilgileri Taha Kılınç'in "Bir Rüyayı Hatırlar Gibi" adlı kitabından aldım (Ketebe yayını, Aralık, 2021). Yazar 2001, 2004 ve 2006 yıllarında Suriye'de bulunmuş, Şam'ı Haleb'i ve başka şehirleri yakından tanımıştır. Daha sonra başta Suriye, bütün Orta Doğu ülkelerini yakından izlemeye devam etmiştir. Yazar adı geçen kitapta Suriye'nin şehirleri, insanları, sosyal yapısı, eğitim kurumları, camileri hakkında gözleme dayalı bilgiler vermektedir.
Savaş boyunca, en az 1100 cami ve mescidin yıkıldığı ve harabeye dönüştüğü bu ülkenin dertleriyle dertlenmektedir.