• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Halk Müslümanlığı- 5 MEHMET DEMİRCİ

Halk Müslümanlığı- 5

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03 Temmuz 2024, 20:36

Resimli Cumhuriyet Din Kitabı'na devam ediyoruz:

"Halk Müslümanlığında bazı ibadetlerin veya dinî hayata ait unsurların hiyerarşilerinin, önem sıralamalarının değişmesi de dikkatle bakılması, sebeplerinin yahut sonuçlarının tahlil edilmesi gereken hadiselerdir. Meselâ Ezan-ı Muhammedi fıkıh kavramlarıyla söylersek sünnet bir adettir fakat dinî kültür itibariyle özellikle bizde farz düzeyinde bir yere yükselmiş ve şeâir-i din'den, dini temsil eden ana sembollerden biri haline gelmiştir. Türkiye'de, hususen Halk Müslümanlığında ezan/ ezan sesi duymak/ezan sesi gelen bir yerde ikamet etmek birçok İslâm ülkesinde (meselâ İran İslâm Cumhuriyeti'nde) olmayacak kadar çok hususi bir yere sahiptir. İstiklâl Marşımızın bir beytinin ezana tahsis edilmesi de bu yüksek temsil kapasitesiyle alakalı olmalıdır. Onun için de büyük şairin; Yahya Kemal'in "Ezansız Semtler" ve Ahmet Haşim'in "Müslüman Saati" yazıları çok kıymetlidir. Tevfik Fikret'in "Sabah Ezanında" ve Yahya Kemal'in "Ezan-ı Muhammedi" şiirleri de var.

Erkek çocukların sünnet olması adı üzerinde sünnettir (ve bu adlandırma şekliyle herhalde sadece Türkçe'de vardır; Türkçe'dir) fakat Müslüman kültürü ve hayatı itibariyle kuvvetli bir farz düzeyindedir, ihmal edilmesi hiçbir şekilde caiz olmaz.

BAYRAM NAMAZLARI

Dinî statüsü ile Müslüman halk nezdindeki kültürel seviyesi farklı olan bir diğer ibadet bayram namazlarıdır. Hanefîlere göre vacip (diğer mezheplere göre sünnet) olan bayram namazlarına halkın katılımı farz olan beş vakit namazla (hatta şimdilerde bayram gününün sabah namazıyla) kıyaslanamayacak kadar yüksektir, ancak farz olan ve sadece cemaatla kılınabilen Cuma namazıyla kıyaslanabilir.

"Süleymaniye'de Bayram Sabahı" şiirini yahut hatırat kitaplarındaki çocukluk yıllarından kalma bayram sabahı tasvirlerini hatırlamak ister misiniz? Nedir bunları bu kadar önemli ve etkili kılan? Dinî düşüncenin ve dinî hayatın hangi seviyesinde yer alıyorlar?" (s. 871-872)

KIBRIS BARIŞ HAREKATINDA MANEVİ UNSUR

"Memleket Kıbrıs harekâtı üzerinden evliya menkıbeleriyle de bir daha dolup taşmış, Battal Gazi, Sarı Saltuk, Başını Vermeyen Şehit destanları tekrar canlanmıştı. Havada yakıtı biten pilotun, mermisi tükenen askerin, denizde boğulmak üzere olan komandonun yanına birden sarıklı, sakallı biri bitiveriyor ve yola/atışa devam etmesini söylüyor, bitince de Ben Kayseri'nin, Van'ın, Balıkesir'in şu köyündenim şu, harp bitince gelirsin görüşürüz" deyip birden sırra kadem basıp ortadan kayboluyordu.

Çıkarma harekâtı sonrasında bu zevatı aramaya koyulan subaylar pilotlar, erler olmuş, o köylerde yıllar hatta asırlar önce vefat etmiş o isimde evliya türbeleriyle karşılaşmışlar...

Ben 1983 yazında, Denizli'de kısa dönem askerlik yaptım. Konuşmalarından anlaşıldığı kadarıyla hiç de dindar olmayan birçok subayın dilinde bu menakıbın bir şekilde devam ettiğine şahit oldum. Bir kısmı Barış Harekâtı'na bizzat katılmıştı ve "sır" vermemek için (belki gülünç duruma düşeceklerini zannettiklerinden veya askerlik mesleğine, düşüncesine yakıştıramadıklarından) kendilerini frenlemeye çalışmalarına rağmen bu türden hatıraları hâlâ çok canlı idi." (724) (Devam edecek)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.