Yahya Kemal'in "Ezansız Semtler", "Ezan ve Kur'an" başlıklı yazılarında ezana, ezan sesine ne kadar önem verdiğini, ezan sesleriyle milliyetimizi kazandığımızı ve koruduğumuzu önceki yazılarımızda görmüştük. Bu defa onun "Ezan-ı Muhammedi" adlı şiirini açıklamak istiyorum. Şiirin tamamı şöyle:
Emr-i bülendsin ey ezan-i Muhammedi / Kafi değil sadana cihan-i Muhammedi Sultan Selim-i Evvel-i rametmeyup ecel / Fethetmeliydi alemi şan-ı Muhammedi
Gök nura gark olur nice yüz bin minareden / Şehbal açınca ruh-i revan-i Muhammedi
Ervah cümleten görür Allahu Ekber'i / Akseyleyince Arşa lisan-i Muhammedi
Üsküp'te kabr-i madere olsun bu nev-gazel / Bir tuhfe-i bedi-ü beyan-ı Muhammedi
YAVUZ SULTAN SELİM
İlk beyitte şunu demek ister: Ey Muhammed'in ezanı, sen ne kadar yüce, ne kadar ulu bir değere sahipsin. Hz.Muhammed'in cihanı, yani İslam dünyası senin sesin için kafi değildir. Bu sesin daha da ötelere gitmesi gerekir.
Sultan Selim-i Evvel-i rametmeyup ecel / Fethetmeliydi alemi şan-ı Muhammedi
Keşke ecel Yavuz Sultan Selim'e boyun eğdirmeseydi de Hz. Muhammed'in şanı bütün cihanı fethetseydi, İslam bütün dünyaya yayılsaydı.
Yavuz Selim Yahya Kemal'in en sevdiği padişahlardandır. Onun için eski tarzda yazdığı "Selimname" adlı uzun ve muhteşem bir şiiri vardır. Şairimiz Selimname'yi yazmaya 1917'de başladığını söyler. "Eski Şiirin Rüzgarıyle" adlı kitapta tamamı yer alan bu şiirin ilk neşri 23 Aralık 1956'da Hürriyet gazetesinde başlamıştır.
Selimname 1514'ten 1517'ye kadar doğuya ve güneye açılmış büyük Türk seferlerinin (Çaldıran, Mercidabık, Ridaniye ) safhalarını anlatan bir Yavuz Sultan Selim destanıdır. Bu padişah bütün ömrünü Allah yolunda ve bütün Müslümanları bir vatanda toplamak uğrunda geçirdi. Bu şiirin son bölümünde Yahya Kemal şöyle der:
"Ulu cennet bahçeleri, baştan başa Yavuz'un her savaştan getirdiği binlerce bayrağın mekanı oldu. Padişahın amacı, Peygamber Efendimizin güzel yüzünü görmekti. Bu saadetin derin ürpertisiyle Hz. Peygamberin huzuruna, çıktı.
Sevgili Peygamberimiz onunla övünerek, Selim'in alnından öptü; sarf ettiği bunca himmete aferin dedi."
Yavuz Selim'in niyeti Batıya seferler düzenlemek ve şan-ı Muhammedi'nin dünyaya yaymak idi. Fakat eceli gelip ölünce bu mümkün olmadı.
ANNEYE ARMAĞAN
Gök nura gark olur nice yüz bin minareden / Şehbal açınca ruh-i revan-i Muhammedi
Yüz binlerce minareden, ezan okunurken Hz. Muhammed'in ruhu kanat açınca bütün gökyüzü nurla dolar.
Ervah cümleten görür Allahu Ekber'i / Aks eyleyince Arşa lisan-i Muhammedi
Ezan okunurken Hz. Muhammed kelimesi arşa, göğün en yüce katlarına yansıyınca bütün ruhlar "Allahü Ekber" (Allah en büyüktür) nidasını duyar ve anlamını idrak ederler.
Üsküp'te kabr-i madere olsun bu nev-gazel / Bir tuhfe-i bedi-ü beyan-ı Muhammedi
Bu yeni gazelim Üsküp'te bulunan annemim kabrine, Hz. Muhammed'i anlatan benzersiz bir armağan olsun.
