Bu yıl Sevgililer Günü, yani o meşhur 14 Şubat, Cuma'ya denk geliyor. Yani Cumartesi ve Pazar bonus durumunda. Turizmciler mutluluktan uçuyor. Çünkü Çeşme otelleri dolmak üzere. Kuşadası da bu durumdan nasipleniyor. İzmir otellerinin hemen hepsinde aşıklara özel bir sürü program var. Aşkın sembolü kırmızı gül üreticisi de bayram ediyor. Aşk güzeldir. Sevmek güzeldir. Sevgililer günü güzeldir. Hele İzmir'de daha güzeldir. Güzeldir de, bu sevgiyi ömür boyu sürdürmede İzmir ne hikmetse pek de başarılı değildir. Türkiye genelinde boşanma oranının en yüksek olduğu yerdir İzmir. Üstelik evliliğin ilk 5 yılında gerçekleşen boşanmalarda da lider. Ben değil TÜİK söylüyor bunu. Neredeyse on yıllardır bu liderliği de bırakmıyor.
SEVİYORUZ AMA...
Seviyoruz, ama ölümüne değil demek çok isterdim ama durum hiç böyle değil. Kadın cinayetlerinde de İzmir olarak sıralamada yer alıyoruz. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre İstanbul'un ardından ikinciyiz. Türkiye genelinde 2019 yılında 474 kadın cinayete kurban gitti. Peki ya şiddet. O da gırla. Kadınların neredeyse yarısı şiddeti yaşamış durumda. Türkiye nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. İşte bu çelişki bir türlü bitmek bilmiyor.
KOYUN KAPIYA
Bu yıl Sevgililer Günü Cuma ile başlayacak, herkes tatil havasında bu günü en güzel şekliyle geçirmek isteyecek. Mutlu yarınların temeli bu üç günde atılacak. İşte bu üç gün için kadınlara bir çağrım var. Çekin oğlanları iyice sorguya. Baktınız umduğunuz gibi çıkmadı, koyun kapının önüne.
İŞTE BUDUR
Aslında sevgili editörümüz Burcu, benim ekonomi ve politikaya yönelik bir şeyler karalamamı sevmez. Uyarır beni, "Senin sayfan hayat dolu bir sayfa, insanlara pozitif güç verecek şeyler yaz" der. Doğru da söyler. Çünkü kendim de öyleyim. Negatif insanı sevmem. Mutluluktur ilacım. Ama sevgili Burcu, izninle ekonomi dünyasına bir kez daha değinmek istiyorum. E iznimi de aldığıma göre, kaldığımız yerden devam.
HASRET KALINAN TABLO
Sevgi, saygıyla büyür. Büyüdükçe toplumun her kesimini sarar. Türkiye ekonomide zor bir süreçten geçti. İş dünyasında ne kavgalar ne fırtınalar koptu. Ama İzmir yine farkını ortaya koydu. Uzun süredir hasret olduğumuz bir tabloyu yaşadık. Geçen hafta, İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası ve Ege Bölgesi Sanayi Odası bir araya geldi, üyelerine yönelik çeşitli kategorileri kapsayacak şekilde bir 'Ödüllendirme Töreni' düzenledi. Bakanlıklar düzeyinde de katılım oldu. Siz de bunu duymuşsunuzdur.
KURUMLARIN KARDEŞLİĞİ
Ödül alanlar, bakanların açıklamaları, başkanların söyledikleri hepsi yazıldı çizildi. Ama bu törendeki en önemli, İzmir'in geleceğini belirleyecek kadar çok önemli bir gelişme belki gözünüzden kaçmıştır. Üç kurumun çok sıkı dost olması, kardeş olması, omuz omuza vermesi konusu. Bu konunun altını bir de ben çizmek istedim. Çünkü, öyle bir konu ki bize, çocuklarımıza, geleceğimize harika bir İzmir'i miras bırakacak adımdır bu. Siz ne zaman gördünüz, hangi şehirde gördünüz bunu? İş dünyasının anayasası rekabettir. Bu rekabet duygusunu kaybetmeden güçbirliği ilan etmek de her yiğidin harcı değil. İşte Işınsu Kestelli, Mahmut Özgener ve Ender Yorgancılar bu yiğitliği gösterdi. Hem kenetlendiler hem de bakanların gözlerin içine bakarak, İzmir için tüm taleplerini tek tek söylediler. Çekinmeden. Haftanın alkışı bu üçlüye.
