• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yeni dünyaya inanıyor muyuz? NİHAN YARKENT İNCE

Yeni dünyaya inanıyor muyuz?

nihan.yarkent@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Mayıs 2020, 21:45

Son günlerde salgınla ilgili birçok araştırma ve anketi okuyorum.
Sonuçlar şaşırtıcı. Bazılarını paylaşayım. Tabi araya kendi yorumlarımı katmak kaçınılmaz.
Üsküdar Üniversitesi Epidemiyolojik Araştırmalar Çalışma Grubu, salgınla ilgili koronafobi ve duygu çalışması yapmış. Buna göre kovid-19 salgınında, korku ve kaygı açısından en çok Doğu Anadolu ve Ege bölgeleri etkilenmiş. "Koronavirüsten çok korkuyorum" diyenler Doğu Anadolu'da yüzde 50, Ege'de yüzde 49 olmuş.
Sonra sırasıyla Akdeniz'de yüzde 47, Marmara, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri yüzde 43 ve Karadeniz Bölgesi yüzde 41 ile son sırada.
Aslında arada pek fark yok. Toparlarsak ülkenin sadece yarısı bu salgından tırsıyor. Diğer yarısı cesur yürek.

HANİ MÜŞTEREKTİ?
Curiocity ve Diyalog araştırma şirketleri ise salgında evdeki yaşamı mercek altına aldı. Buna göre ülke genelinde her 3 evliden sadece biri evdeki işi eşiyle paylaşıyor. Erkeklerin yüzde 60'ı sofra kurma ve toplamada, yüzde 40 temizlikte yardımcı oluyor.
Yine üç erkekten biri mutfağa da girmiş durumda. Çamaşır ve ütü ise pek popüler değil. Yani dünyayı tehdit eden bu salgına rağmen, hayat hala müşterek değil. Baksanıza 3 evliden sadece birinde paylaşım var.


NE DEĞİŞTİ?
Aynı araştırmada başka sonuçlar da var. "Salgın nedeniyle gündelik hayatınızda neler değişti? Neleri eskiye göre daha fazla yapmaya başladınız?" sorusuna kadın ve erkekler farklı yanıt veriyor. Aynı çatı altındalar ama dünyaları farklı. Kadınlarda yüzde 51 temizlik, yüzde 25 kitap okuma, yüzde 21 müzik dinleme ve yüzde 17 maneviyata yönelme var. Erkeklerde ise yüzde 51 aileyle daha çok vakit geçirme, yüzde 14 bilgisayar/konsol oyunları ve yüzde 10 bahçe / tadilat işleri eskiye göre daha fazla. Bence bu sonuçları her evli çift okumalı.

SORMAŞ DOLAŞ OLMAK
Sırada bomba bir araştırma var. Areda Survey'in "Özlenenler, Salgın Esnası ve Sonrası Hayata Bakış Araştırması" başlıklı araştırma bence liste başı olmalı. Araştırma sonucuna göre salgında en çok neyi özledik biliyor musunuz? Sarılmayı ve doya doya kucaklaşmayı özlemişiz.
Özlenenler listesinin ikinci sırasında ise "Dışarı çıkıp özgürce dolaşmayı özledim" diyenler geliyor. Döneri mi özledik dışarı çıkmayı mı?
Dışarı çıktın, bir restorana gittin, ne yemek istersin gibilerinden bir soru da sorulmuş. Amaç yeme içme alışkanlıklarını ölçmek. Buna göre yüzde 20'miz çıkınca kebap ve dönerin izini süreceğiz. Burada aklıma takılan, kebap ve dönerin dışarı çıkmak, sosyalleşmek için mazeret olup olmadığı.

AKRABA ZIYARETLERİ
Salgının yaşam biçimindeki değişliklikleri de ilginç. Yüzde 37,6'sı "Sağlıklı yaşamaya özen göstereceğim", yüzde 23,5'i "Aileme daha fazla zaman ayıracağım" diyor.
Salgın biter bitmez yüzde 30'umuz hasret gidermek için aile-akraba ziyaretlerine koşturuyoruz. Bayram sonrası ziyaretler gibi.
Bu anketler o kadar çok ki. İş hayatından sosyal yaşama, futuristik verilerden sofistik dünyaya kadar bir çok araştırma var. Hepsini okuyunca biz eskiden neysek yine öyle olacağız gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu salgını, içten içe "yakalanmadan atlatılması gereken bir olay" gibi görüp, sonrasında hayatımıza döneceğimizi düşünüyoruz. Dıştan ise yeni dünya ayakları yapıyoruz. Oysa yeni dünya düzeninin geleceğine inanmamız gerekiyor Yeni dünya, yeni ekonomi düzeni, yeni yaşam biçimi öyle ya da böyle kapımızı çalacak. İçten içe hissettiklerimizi bir kenara bırakıp buna alışmamız gerekiyor. Salgından hepimiz korkmalıyız. Yaşam müşterek ve her işi paylaşmalıyız. Ailemize salgın nedeniyle değil "sevdiğimiz" için daha fazla zaman ayırmalıyız. Bu gerçeği kabul etmediğimiz sürece de yeni yaşamın dışında kalacağımız kesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.