Bu hafta biraz teknik bir konuya odaklandım. Özü şu. Çocuklarımızın yaşam kalitesi için yaratıcı endüstrinin desteklenmesi gerektiği.
Hadi bu satırı biraz açalım. İzmir Kalkınma Ajansı kurulalı 15 yıl oldu. Sürdürülebilir kalkınma hedefiyle yola çıkan İzmir Kalkınma Ajansı'nın bu kısa dönemde büyük faydaları oldu. Şimdi dört yeni çalışma yayınlandı. İzmir'in yeşil ve mavi büyüme hedefine katkı sağlayacak dört ön fizibilite raporu, kentin potansiyelini gözler önüne seriyor.
21 Nisan Dünya Yaratıcılık ve Inovasyon Günüydü. Bizi doğru yaşam kalitesine ulaştıracak en önemli araç yaratıcılık ve inovasyondur. Başka bir şey değil. İkisinin bünyesinde yaşam kalitemizi belirleyen tüm öğeler var.
Dün ise 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladık.
Çocuklarımızın yaşam kalitesini bizler belirliyoruz. Çocuklarımız da torunlarımızın yaşam kalitesini belirleyecek.
Bu iki özel güne bir de bu pencereden bakmak gerekiyor.
IZMIR'DE VAR
Peki yaratıcı ekonomi açısından İzmir hangi noktada? Aslında böyle bir ekonomiden bahsedebilmek için önce yaratıcı endüstriye sahip olmak gerekiyor.
İzmir'de bu var. Fena gitmiyoruz ama öyle hepimizi gururlandıracak seviyelerde değiliz. Ana yaratıcı endüstrileri reklam ve pazarlama - mimarlık - el sanatları - tasarım - film, tv, video, radyo, fotoğraf - bilgi teknolojileri, yazılım ve bilgisayar hizmetleri - yayımcılık - müze, galeri ve küphaneler - müzik, performans ve görsel sanatları kapsıyor.
Aslında 31 de alt kategorisi var.
İzmir Kalkınma Ajansı, yeni dört raporundan önce de bu konuda harika bir rapor yayınlamıştı. Buna göre, 2015 yılında yaratıcı endüstrilerin İzmir'deki toplam cirosu 544 milyon dolar. Size söylemiştim. Yaratıcı ekonomi öyle bir kenara bırakılacak bir konu değil. Ki bu 5 yıl önceki rakam.
2015 yılında yaratıcı endüstride çalışan sayısı 12 bin 971 kişiydi. Ciro ve istihdam açısından 2010 yılında reklam ajansları ilk sırada yer alırken 2015 de liderlik koltuğuna bilgisayar programlama faaliyetleri geçiyor.
Rapora göre, İzmir, Türkiye'de yaratıcı ekonomide uzmanlaşma göstermeye en yakın bölge olarak nitelendiriliyor.
Yaratıcı endüstrilere uygun desteklerin sağlanması durumunda bölge, hızlıca yaratıcı ekonominin uzmanlaştığı bir alana dönüşebilecek. Bu amaçla üç endüstriye verilecek destekler önemli görülüyor. Bunlar "bilgisayar programlama faaliyetleri", "reklam ajansları faaliyetleri" ve "tasarım".
Neden bugün bunu yazıyorum?
Yaratıcı ekonominin sadece küçük bir bölümünün kent yaşamını nasıl belirlediğini, nasıl değiştirdiğini hayal edebilelim diye. İşin içinde bilim var, işin içinde sanat var. Pandemide kafelerin restoranların hali ne olacak diye hep gündeme geliyor ya? Ondan yazdım.
Asıl etkilenen sektör yaratıcı ekonomi.
Ama sektörün gıkı çıkmadı. Bunun tarihe bir not olarak geçmesi için yazdım.