Futbol... Erkekler... Ve içlerindeki mağara adamları!
Siz hiç, kendisiyle aynı diziyi izlemiyor diye birbirinin saçını başını yolan kadın gördünüz mü?
Ne bileyim...
Aynı ruj markası ve rengini tercih etmiyor diye, kadının ağzını caaarttt diye yırtan falan!
Peki...
"Kıvanç Tatlıtuğ bir içim su" diyenin kafasına stiletto atıp; "Burak Özçivit'in olduğu yerde Kıvanç da kim?" diyene rastladınız mı?
Tutku ise tutku... Sevmek ise sevmek... Hayranlık ise hayranlık işte...
Peki erkeklere ne oluyor yahu!
Neden futbol maçı izlerken, akıl melekeleri, "Birader ben gidiyorum. Maç bitince bir ıslık çal dönerim" diye firar ediyor!
****
Bu nasıl bir çılgın özdeşleşmedir!
Tuttuğu takım yenilince, sanki adamı kürek mahkumu yapacaklar...
Zindanlara atıp çürütecekler...
Issız adaya yollayıp, üstelik de, "yanına alacağı 3 şeyi" bile sormayacaklar!
Bak öyle bir ıstırap yani!
****
Üç beş arkadaşı ile oturup "erkek muhabbeti" çevirip, 90 dakika oflaya söylene, üzüle sevine keyif yapanı anlayabilirim...
Bu erkeklere lafım yok...
İzleyin rahatlayın...
Kime ne?
Bize ne?
Ama izlerken çıldırmayın yahu!
Tuttuğun takım, üstelik de 4-0 gibi bir skorla yenilirken, hırsını hakemden çıkarmak da ne demek?
Kendini sahaya atıp, arkadan saldırıp hakeme tekme tokat girişmek niye?
Bunun mantığını açıklamak için o adamı çocukluğuna döndürmek yetmez.
7 göbek falan geriye gitmek gerekiyor!
****
Hadi bu adam kendince "düşman" gördüğü, (Bak bu bölümü çözmek için bir bilene sormam gerekiyor. Eyyy Freud! Geldiysen üç kez bilgisayarımın ekranına vur!...... Aha geldi! Bir dakika! Bu bölümü, Freud'dan görüşlerle son bölümde yazacağım. Tamam Sigmund, anlat sen canım...) hakeme girişti...
Fenerbahçeli oyuncunun tribüne attığı formasını alan Trabzonlu taraftarı, diğer Trabzonluların dövmesine ne demeli? Hatta bu bile yetmedi, adamcağızı tribünden sahaya attılar...
Bir linç etmedikleri kaldı...
Adamcağız, formayı refleks olarak bile tutmuş olabilir...
Bedelini neredeyse canıyla ödeyecekti...
Suça bak...
Rakip takımın formasına el sürmek!
****
Yıllardır konuşulur çözüm bulunmaz...
Neden sadece futbol taraftarı böyle şiddet yanlısı...
En basitinden, neden basketbol maçında olmuyor bu olaylar?
Kültür vs bölümüne hiç girmeyelim...
Olay bu değil sadece...
Entelektüel düzeyi maksimum seviyedeki erkeklerin bile, futbol maçı izlerken içlerindeki mağara adamı ortaya çıkabiliyor...
Hayır yeşilin etkisi midir nedir çözemiyorum!
Stadyumu görünce niye kırmızı pelerin sallanan boğaya dönüşüyorlar...
****
Haaa unutmadan...
Bu memleketteki hemen her Türk erkeği, futbol antrenörü olarak dünyaya gelir...
O maç bir çözümlenir, bir taktikler verilir, "Öyle de oynanır mı biraaadeerrr" sözleri havada uçuşur...
Sanırsın adam ömrünü Real Madrid takımı ile geçirdi!
Hayır, o kadar biliyorsanız, sizi sahalarda görmek isteriz...
Tabii, hakem döverken görmek istemiyoruz sahalarda...
Çıkın oynayın, yönetin...
****
Yazının son bölümüne geldik, bakalım Freud ne diyor!
Sigmund!
Hu huuu!
Haydaaa...
Adam, yazıyı okuyunca merak edip Fenerbahçe-Trabzon maçının özetini izlemeye başlamış iyi mi!
Sen de mi? Aman Tanrım! Kim öğretti sana bu küfürleri adam...
Dedim ben dedim...
Yeşil stadyumu görünce çıldırıyorlar...
Freud da fanatik taraftar moduna geçti, gel şimdi çık işin içinden!
Sahi, ne oluyor erkeklere maç izlerken? En sakin, en hoşgörülü gözükenleri bile küfür eden, rakip takımın taraftarı arkadaşına çılgınca öfkelenen birine dönüşebiliyor...
Psikolojik, toplumsal, erkeksel(!) açıklaması tam olarak nedir?
Bir bilen!
DİP NOT:
Bu yazıyı okuyup, "Peki sen stadyumdaki kadın taraftarları görüyor musun? Ne küfürler ediyorlar" diyenler... Onlar da ya yanlarındaki erkeği taklit ediyor ya da "Bak seni ne kadar seviyorum, maçı bile sen gibi izliyorum" taktiği uyguluyorlar!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.