Sizi gidi İzmirliler sizi...
Neden belediyemizi üzüyorsunuz?
Alıyorsunuz elinize çiğdeminizi...
Yayılıyorsunuz Kordon'a...
Çit çit de çit çit... Çit çit de çit çit...
Sonra da atıyorsunuz çöpünü çimenlere...
Yakışıyor mu?
Ayıp!
Bak, başkanımız da sinir olmuş size, bu kötü huyunuzdan vazgeçin diye üşenmemiş billboardlar hazırlatmış...
Adamcağızlar sizin çöpünüzü toplamaktan helak olmuş yahu...
Söylemiş, uyarmış ama laftan anlamamışsınız...
Tamam kabul, çiğdem denilen meret öyle askeri nizam eşliğinde yenecek bir şey değil...
Dökülüp, saçılası bişi!
Ama elbette çöpleri yerlere atmayalım, çevremizi koruyalım...
Diyeceğim demesine deeee!
İnsanın aklına şu soru geliyor:
Acaba biz İzmirlilerin de böyle sinir olduğu konularda, Aziz Başkanımızın göreceği şekilde billboard hazırlatma seçeneği olur mu?
O billboardları kentin muhtelif yerlerine koyabilir miyiz?
Başkanımız, hoşgörülüdür!
Bence, o billboardları ücretsiz kullanmamız için bize izin verecek "dükkan sizin" diyecektir...
Yani öyle olmalı...
O bizi eleştirip, farklı bir yöntemle isteğini söyleyebiliyorsa, biz de ona yapabilmeliyiz...
Değil mi ama?
Hadi ilham perimiz başkanımız olsun ve onun çiğdemler için hazırlattığı billboard sloganından yola çıkarak biz de yaratıcılığımızı konuşturalım...
Ne demiş Aziz başkanımız o billboardda...
"Çiğdemin tadını çıkar ama Kordon'un keyfini kaçırma"...
Ay ne hoş! Ne yaratıcı...
Hadi bu cümleden ilerliyoruz İzmirliler... Bırakın şu çiğdemleri çitlemeyi...
Ben başlatıyorum devamı sizden:
"Kapalı durak yapmadın başıma güneş geçti, bari bir şapka getir Başkan..."
"Klimalar çalışmıyor. Piştik otobüste, camı açsana Başkan..."
"Hayatımda kimseyi, bu otobüs kadar beklemedim. Sence niye gelmiyor Başkan..."
"Çeşme'ye gidemiyoruz, Kordon'da yüzdür bizi Başkan..."
"Tramvayı boşver, aktarmasız otobüsümü geri ver Başkan..."
"Çöpümü topluyorsun iyi de parasına niye benden alıyorsun Başkan..."
"Sensiz boğazımızdan geçmiyor! Bizimle otobüse bin Başkan..."
"Hamam mı işletiyoruz sandın, bu faturalar nedir Başkan..."